MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkeme kararından sonra davacı vekili tavzih talebinde bulunmuş, Mahkemece davacının tavzih talebi kabul edilerek hüküm fıkrasındaki kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağına ilişkin miktarlar ve faiz başlangıç tarihlerinde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında farklılık olduğu gerekçesi ile bu farklılıklar tavzih yolu ile değiştirilmiştir. Mahkemenin asıl kararı ile tavzih kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili: müvekkilinin davalı üst işveren ... Bakanlığına bağlı ... ... İl Müdürlüğü emir ve talimatı altında, ... Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü hizmet binası işyerinde alt işverenlerin sigortalısı olarak 23/11/2015 tarihinden itibaren belirsiz süreli hizmet akdi ile 31/12/2013 tarihinde kadar çalıştığını, müvekkilinin iş akdinin haksız ve kötü niyetli olarak feshedilmesi üzerine ödenmesi gereken kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağının ödenmediğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekilinin; müvekkili kurumun belirli tarihler arasında temizlik ve güvenlik işlerinde çalışmak üzere ihale usulü ile temizlik ve güvenlik firmalarına verdiğini, ilgili hizmet tip alım sözleşmeleri ile işin gereği, süresi, çalıştırılacak personel, hak ve yükümlülükler düzenlendiğini, davacının çalıştığını iddia ettiği 23/11/2005 tarihi ile 31/12/2013 tarihleri arasında sigorta primlerinin farklı şirketlerce yatırıldığı ve bu şirketlerin işçisi olarak çalıştığını davacının ihale usulü hizmet satım alım sözleşmelerine istinaden müvekkili kurumda çalıştığını, ihale edilen firmaların sorumlu olduğunu, çalışan işçilerin tüm yasal haklarını ödemekle yükümlü olan ve sosyal güvencelerinden sorumlu olan ihale alan şirketler olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Mahkeme hükümlerinin tashihi ve tavzihine ilişkin yasal düzenlemeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304., 305. ve 306. maddelerinde yer almaktadır.“Hükmün tashihi” başlıklı 6100 sayılı 304. maddesine göre “(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.”“Hükmün tavzihi” başlıklı 6100 sayılı 305. maddesine göre “ (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.”Aynı Kanun’un 306. maddesinde tavzih talebi ve usulü konusunda hüküm bulunmaktadır. Anılan düzenlemede tavzih talep dilekçesinin bir örneğinin cevap süresi mahkemece belirlenmek suretiyle karşı tarafa tebliğ edileceği, cevap verilmesi durumunda bu cevabın da tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ edileceği, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verileceği ancak gerekli görüldüğü takdire tarafların sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için duruşma yapılacağı, tavzih talebi yerinde görülürse 304. maddesi uyarınca işlem yapılacağı belirtilmektedir.Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça mahkemenin 30.09.2015 tarihli gerekçeli kararının hüküm kısmında kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti yönünden faiz başlangıç tarihleri ve miktarlarda maddi hata yapıldığı, kısa kararda belirtilen tarih ve miktarlara hükmedilmesi gerektiğini belirtilerek bunun düzeltilmesinin istendiği, mahkemece davalı tarafa bu talebin tebliğ edilerek duruşma yapıldığı ve 20.01.2016 tarihli kararla tavzih talebinin kabulüne karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 305/2 maddesinde yer alan “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” düzenleme uyarınca bu şekilde tavzih yapılamaz. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki bu farklılık tavzih yoluyla düzeltilemez. Tavzihe konu 30.09.2015 tarihli gerekçeli kararındaki hüküm kısmıyla kısa karar arasında çelişki olup, kısa karar-gerekçeli karar arasındaki farklılık 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı YİBK. ile HMK. nun 298/2. maddesine aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.