Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21734 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10173 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı işçi, davalı asıl işveren "..... Teknoloji ve Operasyon Merkezi" işine bağlı işlerin bir bölümü olan hafriyat işini alt işveren sıfatıyla .....i'ye verildiğini,davacının alt işveren ..... bünyesinde 07.02.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, 12.12.2012 tarihinde iş akdinin haklı nedene dayanılmaksızın feshedildiğini, 25.01.2012 tarihinden fesih tarihi olan 12.12.2012 tarihine kadar çalışmasını alt işveren ile birlikte davalı asıl işveren ... 'de devam ettirdiğini, işçilik alacaklarının tahsili için ......İş Mahkemesi'nin 2013/486 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalı ... 'nin de asıl işveren olması sebebiyle sorumlu olduğunu ileri sürerek ücret alacağı , fazla mesai ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, genel tatil ücreti ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davalı şirket ile davacı arasında İş Kanunu kapsamında bir iş ilişkisi bulunmamakta olup bu yönden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi gerektiğini,iş akdi ile keşinleşmiş mahkeme kararı olması ve bu davada davanın davalıya yöneltilmemiş olmasına rağmen aynı konuda yeniden dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının davalının "..... Teknoloji ve Operasyon Merkezi"'nin hafriyat işlerinde tamirci ustası olarak dava dışı ......'de çalıştığı, davalı ile ..... arasındaki hukuki ilişkide asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi, davacının sadece asıl işverenden alınan işte çalıştırılması, asıl işveren olduğu iddia edilen ... ile ..... işverenin muvazaalı iş ilişkisine girmemesi ve böyle bir iddianın bulunmaması, davalı ... 'nin yaptığı işin inşaat işi olmadığı, "..... Teknoloji ve Operasyon Merkezi" inşaatının ihale yoluyla dava dışı .....'e vermesi göz önünde bulundurulduğunda davalı ... ile ..... arasında İş Kanunu'na göre alt işveren-üst işveren ilişkisinin bulunmadığı, dolayısıyla davalıya husumet yöneltilemeyeceği, biran için davalılar arasında alt işveren - üst işveren ilişkisi olduğu kabul edildiğinde alt işveren - üst işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğu, HMK'nun 60.maddesi gereğince mecburi dava arkadaşlarına birlikte dava açılması gerektiği, kesinleşmiş hükme rağmen sürekli aynı konuda dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile [1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) madde 237; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 114/1-i] çözümlenmemiş olması dava şartıdır. Bu şart, olumsuz dava şartı olarak adlandırılır. Dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Kesin hüküm, şekli anlamda kesin hüküm ve maddi anlamda kesin hüküm, olmak üzere ikiye ayrılır. Şekli anlamda kesin hüküm, sözü edilen karara karşı artık bütün olağan yasa yollarının kapandığı anlamına gelir. Bazı son kararlar verildikleri anda kesindirler (Örneğin HUMK. m. 427; HMK. m. 361). Yasa yolu açık olan bir karar, yasa yoluna başvurma süresi geçmekle de kesinleşir. Öte yandan, temyiz yolu açık olan bir karar temyiz edilip sonuçta onanmış ve karar düzeltme süresi geçirilmişse, ya da karar düzeltme yoluna gidilip de bu istem reddedilmişse veyahut yasa yoluna başvurmaktan feragat edilmişse verilen hüküm şekli anlamda kesinleşir.Bir hüküm bir kere şekli anlamda kesinleşirse, artık bu hükme karşı, olağan yasa yollarına başvurulamaz. Bir kararın maddi anlamda kesinleşmesi için öncelikle şekli anlamda kesinleşmesi gerekir. Maddi anlamda kesin hükmün koşulları 1086 sayılı HUMK’nun 237. maddesinde açıklanmıştır. Birinci dava ile ikinci davanın müddeabihlerinin (konusunun), dava sebeplerinin (vakıaların) ve taraflarının aynı olması maddi anlamda kesin hüküm oluşturur. 6100 sayılı HMK’nun 303/1. maddesi de “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde benzer bir tanımı içermektedir.Kesin hüküm, ilk önce (hükmü veren mahkeme de dahil diğer bütün) mahkemeleri bağlar. Yani mahkemeler, aynı konuda, aynı dava sebebine dayanarak, aynı taraflar hakkında verilmiş olan bir kesin hüküm ile bağlıdırlar; aynı davayı bir daha (yeniden) inceleyemezler (kesin hüküm itirazı) ve aynı konuya ilişkin yeni bir davada, önceki davada verilmiş olan kesin hüküm ile bağlıdırlar (Baki Kuru, a.ge., C. V, s. 5051- 5053). Dosya içeriğine göre, davacının aynı alacak kalemleriyle ilgili ...... İş Mahkemesinin 2013/486 esas sayılı dosyası üzerinden dava dışı Kanbur şirketine karşı dava açtığı, eldeki dosyada ise davasını İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Aş'ye yönelttiği, yukarıdaki açıklamalarla karşılaştırıldığında her iki davanın davalısı aynı olmadığından kesin hüküm koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, asıl -alt işverenlik ilişkisinde mecburi dava arkadaşlığı sözkonusu değildir. Davacı, davasını tercih ettiği işverenlerden birine yöneltebilir.Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece, işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanıp yargılama yapılması, özellikle işverenler arasında asıl ve alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.