Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21709 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18428 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ücreti alacağı, yıllık izin ücreti, ücret farkı alacağı, ikramiye alacağı, yiyecek, yakacak ve kıyafet yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili;davacının davalı ... Rehberlik ve Müşteri Hiz. A.Ş bünyesinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile kayıtlı çalışan gösterildiğini, ancak aslında diğer davalı ...nin işçisi olduğunu, davalı ... AŞ'nin yasal yükümlülüklerden kurtulmak amacı ile muvazaalı olarak kendi bünyesinde çalışan işçiyi diğer davalı ... çalışanı gösterdiğini, davalılar arasında alt işveren üst işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, fazla mesai ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, bayram tatili ücreti alacağı, izin alacağı, yiyecek, yakacak, kıyafet yardımı alacağı,maaş farkı alacağı ve ikramiye alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı ... Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş vekili ;müvekkili ... şirketinin diğer davalı ... Telekomünikasyon A.Ş.şirketler grubunda ancak ayrı bir organizasyon yapısına ve bağımsız bir insan kaynakları yönetimine sahip olduğunu, davacının davalı ... şirketinin çalışanı olduğunu ve diğer davalı ... Telekom'un davalı sıfatı ile davada gösterilmesinin hukuki bir yararının bulunmadığını, davacının rehberlik ve müşteri hizmetleri alanında birçok firmaya çağrı merkezi hizmeti vermekte olan davalı ...şirketinde müşteri hizmetleri yetkilisi olarak çalıştığını, davacının kendi isteği ile tek taraflı olarak iş ilişkisini istifa etmek sureti ile sona erdirdiğini, davalı şirkete ait iş yerinde herhangi bir toplu sözleşme bulunmadığını, davalı şirketler arasında muvazaalı herhangi bir ilişki bulunmadığını ve bu nedenle .... İşyerlerinde uygulanan toplu sözleşmeden davacının yararlanmasının mümkün olmadığını, davacının ...aptığı toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için davalı ... şirketinin iletişim iş kolunda yer alması gerektiğini ancak davalı şirketin ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar iş kolunda yer aldığını savunarak,davanın reddini istemiştir.Davalı ... Telekomünikasyon A.Ş vekili;davalı taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinin tarafının diğer davalı ... şirketi olduğunu, davalı ... şirketinin diğer davalı ... Telekom şirketi ile tamamen ayrı bir tüzel kişiliği ve ayrı bir iş yeri bulunduğunu, davacının çalışmış olduğu iş yeri ... Rehberlik ve Müşteri İlişkileri A.Ş.nin müvekkili davalı ... Telekom şirketinden farklı bir iş koluna bağlı olduğunu, ... şirketinin ticaret,büro,eğitim ve güzel sanatlar iş koluna girdiğini, davalı şirketlerin farklı iş kollarında hizmet verdiğinden muvazaalı bir ilişkinin söz konusu olmadığını, davacı ile davalı Telekom şirketinin iş sözleşmesinin bulunmadığını ve davalı şirkete ait toplu iş sözleşmesi hükümlerinden davacının yararlanmasının mümkün olmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davalılar arasında muvazaa bulunduğu iddiasının sübut bulmadığı, davalılar arasındaki hizmet alım ilişkisi ve davacının yaptığı görev içeriği ile davalılar arasında asıl işveren ve alt işveren ilişkisi bulunduğu, Yargıtay emsal kararları ile de davalılar arasında muvazaa bulunmadığının tespit edildiği, davacının alt işveren ... şirketi işçisi olarak asıl işveren Türk Telekominkasyon şirketi adına danışmanlık, rehberlik ve çağrı merkezi hizmeti verdiği, kesinleşen kararlar ile de davalı şirketlerin farklı iş kollarında bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, davalılar arasında muvazaa bulunmadığı kabul edilmekle, davacının asıl işverenin işçilerine tanınan haklardan faydalanma koşulları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Usul açısından; Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve... Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Somut uyuşmazlıkta davacı fazla mesai ücreti genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve izin ücreti alacaklarını da istemiş olup, mahkemece bu alacakların reddedilme gerekçesi kararda tartışılmamıştır. Gerekçesiz karar yazılması, adil yargılanma hakkının ihlalidir. 2- Esas açısından; Taraflar arasında davalılar arasındaki alt işveren üst işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için davalı şirketlerin hukuki statülerinin ve kuruluşlarının incelenmesi gerekir. Davalı ... Telekomünikasyon A.Ş. haberleşme iş kolunda faaliyet göstermekte olup, bu faaliyet içinde yer alan çağrı hizmetlerini, davalı ... şirketi kurulmadan önce de dışardan hizmet alımı ile yapmakta idi. Aldığı bu işte asıl işi verdiği için, emsal kararlarda bu hizmet alımında çalıştırılan işçiler başlangıçtan itibaren ... şirketinin işçisi kabul edilmiştir. Davalı ... Şirketi Kasım 2007 tarihinde davalı ... Telekomünikasyon Şirketi tarafından çağrı hizmetleri faaliyetlerini yürütmek için kurulmuş ve çağrı hizmeti Türk Telekomünikasyton şirketi tarafından bu tarihten sonra dışardan değil, kurulan davalı... şirketinden alınmıştır(09.12.2013 gün ve 2011/42438 E, 2013/32139 K.). Asıl iş olması ve aynı iş kolunda olması nedeni ile de Emsal kararlar (16.05.2012 Gün, 2012/11821 Esas, 2012/17360 Karar) ve aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin (03.11.2011 Gün, 2011/1609 Esas, 2011/3808 Karar) sayılı kararlarında muvazaa kabul edilmiştir. Ancak kurulan şirketin “...mazlık çıkartılması üzerine, Dairemizin 05.07.2012 gün, 2012/18727 Esas, 2012/26716 Karar sayılı kararıyla sonuçlandırılmış ve “….Türk Telekom A.Ş. ile ... Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri arasında imzalanan Çağrı Merkezi İletişim sözleşmesine göre danışmanlık, rehberlik ve çağrı merkezi işinin yapılıyor olması, çağrı merkezi hizmetinin telekomünikasyon hizmeti dışında kalan ve bu sektöre özgü olmayan bir hizmet türü olması gibi hususlar dikkate alındığında, mahkeme kararının bozularak, şirkete ait belirtilen iş yerinde yapılan işlerin İşkolları Tüzüğünün 17 sıra numaralı “... iş koluna girdiğinin tespiti ile” davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı ... Telekomünikasyon A.Ş. asıl işi kapsamında olan çağrı merkezi hizmetini yürütmek için diğer davalı şirketi korumuş ve asıl işin bir bölümünü şirket kurmak sureti ile devretmiştir. Davalı ... şirketi yeni bir iş kolu tespit edilene kadar diğer davalı ... Telekomünikasyon A. Şirketinin iş koluna tabi olacağı açıktır. Bu durumda davalı ... Telekom A. Şirketi işçileri olup, asıl işin bir bölümünün devri ile Assitt şirketine devredilen işçilerin sendika üyesi iseler Türk Telekomünikasyon Şirketi ile sendika arasına Toplu İş Sözleşmesinden yararlanacakları açıktır. Sendika üyesi devredilen işçilerin Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmaları, iş kolunun değişmesi üzerine, farklı iş kolunda örgütlenen sendikanın Toplu İş Sözleşmesi imzalaması, işçinin farklı iş kolundaki sendikaya üye olması halinde sona erecektir. İşçi sendika üyesi olmadığı takdirde ise önceki Toplu İş Sözleşmesi hükümleri hizmet akti olarak yenisi imzalanıncaya kadar devam edecektir. Kısaca davacı işçi ... şirketine devredilse bile işkolu tespitinin değişmesi kararının kesinleşmesini, takiben bu işyerinde Toplu İş Sözleşmesi imzalanıncaya kadar Türk Telekomünikasyon şirketinin taraf olduğu Toplu iş Sözleşmesinden yararlanacaktır. Ayrıca emsal kararlarda çağrı hizmetini kurduğu şirkette alan .... iş kolu tespiti kararına kadar ki doğan alacaklardan sorumlu tutulmuştur. ... kayıtları ve dosya içeriğine göre davacının hizmet süresi 18.01.2010-25.06.2012 arası olduğu dikkate alındığında 05.07.2012 tarihinden önceki çalışması için davalılar arasında muvazaanın kabul edildiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin (16.05.2012 Gün, 2012/11821 Esas, 2012/17360 Karar) ve aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin (03.11.2011 Gün, 2011/1609 Esas, 2011/3808 Karar) göz önünde bulundurularak davalılar birlikte sorumlu tutulmalıdır. Ancak davacının Türk Telekomünikasyon A.Ş.nin taraf olduğu ve işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesinin diğer tarafı sendikaya üye olup, olmadığı, dayanışma aidatı ödeyip ödemediği, sendika üyeliğinin davalılara bildirilip bildirilmediği araştırılmış değildir. Davacının Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan fark alacakları yönünden belirtilen konularda araştırma yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Diğer taraftan ... şartları yönünden sendika üyesi olsun olmasın tüm işçiler yararlanacağından yıllık ücretli izin süresinin Toplu İş Sözleşmesinde daha fazla belirlenmesi halinde davacının bu izin süresine göre izin alacağının olup olmadığı da incelenmelidir. Eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.