MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Taraflar arasındaki, cezai şart alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06/12/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davalının müvekkiline özel lisede, 01.09.2005 tarihinde matematik öğretmeni olarak çalışmaya başladığını, 2012-2013 eğitim öğretim yılında taraflar arasında 22.06.2012 düzenleme tarihli ve 01.09.2012-31.12.2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere iş sözleşmesi imzalandığını ve davalının aylık ücretinin net 2400 olarak belirlendiğini, sözleşmenin özel şartlar bölümünde, sözleşmenin haklı nedene dayanmadan taraflardan biri tarafından feshi halinde diğer tarafın sözleşmenin kalan süresi kadar ücreti ödemeyi peşin olarak kabul ettiğinin düzenlendiğini, davalının 11.09.2012 tarihinde haklı bir nedene dayanmadan iş aktini feshettiğini ileri sürerek; cezai şart alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:Davalı vekili; müvekkilinin 01.09.2005 tarihinden beri davalıya ait aynı işyerinde çalıştığı, 01.09.2012-31.08.2013 tarihleri arasında geçerli olacak sözleşmenin 22.06.2012'de düzenlendiği, sözü edilen sözleşmedeki maddenin cezai şart olduğunu ve taraflar arasındaki sözleşmenin belirsiz süreli iş sözleşmesi olması nedeni ile cezai şarta hükmedilemeyeceğini, davalının 10.09.2012 tarihinde... Bakanlığına bağlı ... İsveç Kardeşlik Okuluna atanmasının yapılmış olduğunu, davalının istifa gerekçesini davalıya bildirmiş olduğunu, davalının ayrılma ve atanma işlemlerinin yasal mevzuata uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece; davalının, 01.09.2005 tarihinden itibaren davacıya ait okulda öğretmen olarak çalıştığı, sözleşmenin belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüştüğü ve belirsiz süreli iş sözleşmelerinde cezai şarta hükmedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur. Asgari süreli sözleşmeler, tarafların bildirimli fesih haklarını asgari bir süre için ortadan kaldırdıkları belirsiz süreli sözleşmelerdir. Tarafların öngördükleri asgari sürenin bitimi ile sözleşme kendiliğinden sona ermemekte, sözleşme belirsiz süreli olarak devam etmektedir. Bu özelliği nedeniyle asgari süreli sözleşmeler belirli süreli olarak kabul edilmemektedir. Belirsiz süreli olarak kabul edilmelerinin nedeni tarafların sözleşmenin sona erme zamanını belirlememiş olmalarıdır. Somut uyuşmazlıkta; davalının kanundan kaynaklanan nedenlerle asgari süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığı anlaşılmaktadır. Dolayısı ile mahkemece, davalının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığına ilişkin kabulü yerindedir. Her ne kadar sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli olması gerekse de; sözleşmedeki cezai şarta ilişkin düzenleme dikkatlice incelenecek olursa, cezai şartın sözleşmenin süresinden önce feshe ilişkin olmadığı, iş sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmaksızın feshedilmesine ilişkin olduğu görülecektir. Sadece, "kalan süre ücreti" cezai şart miktarının belirlenmesine yönelik olarak öngörülmüştür. İş sözleşmesindeki söz konusu madde de; cezai şart miktarı olarak kalan süre ücreti kararlaştırılmış olup, süresinden önce fesih koşuluna bağlı bir cezai şart öngörülmemiştir.Mahkemece, cezai şartın karşılıklı olduğu ve davalının haklı bir neden olmaksızın iş sözleşmesini feshettiği dikkate alınarak; fesih tarihi ile sözleşmenin bitim tarihi arasındaki süreye ait ücretin hesaplanıp, BK.nun 182/son maddesi uyarınca bir değerlendirmeye tabi tutularak alacağın hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.