Y A R G I T A Y İ L A M IDAVA : Davacı, ihbar tazminatı ile kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davacının davalı iş yerinin Romanya ülkesindeki şantiyesinde çalıştığını, ancak işçilik hakları ödenmediği için İstanbul 2. İş mahkemesinde kısmi dava açtıklarını ve fazlaya dair haklarını saklı tuttuklarını, kararın kesinleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin kıdem ve ihbar tazminatı haklarının tahsilini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; kısmi davada fazlaya ilişkin istemlerin reddine hükmedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, İstanbul 2. İş Mahkemesinin 2011/119 esas, 2014/255 karar nolu ilamının incelendiği, taraflarının, dava konusu kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin ve dönemlerinin aynı olduğunun görüldüğü, hüküm fıkrası incelendiğinde hükmedilen miktarlar yönünden fazlaya dair hakları saklı tutulmak üzere şeklinde bir karar verilmediği, bilakis fazlaya dair talebin reddine şeklinde belirtildiği, gerekçeli kararda da fazlaya dair miktar yönünden bir bilgiye değinilmediği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, o davadaki miktarlar yönü ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şerhi düşülmediğinden kıdem ve ihbar tazminatı talepleri yönünden hükmedilen rakamların artık kesin hüküm vasfı taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir.E) Gerekçe:Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile [1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) madde 237; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 114/1-i] çözümlenmiş olması dava şartıdır. Bu şart, olumsuz dava şartı olarak adlandırılır. 6100 sayılı HMK’nun 303/1. maddesi de “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde benzer bir tanımı içermektedir.Kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu, müddeabihin aynılığı; üçüncü koşulu ise, dava sebebinin aynı olmasıdır.Kesin hükmün ikinci koşulu olan müddeabih, dava konusu yapılmış olan hak, yani dava ile elde edilmek istenilen sonuçtur. Önceki dava ile yeni davanın müddeabihlerinin (konularının) aynı olup olmadığını anlamak için hakimin, eski davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni davada ileri sürülen talep sonucunu karşılaştırması gerekir. Eski ve yeni davanın konusu olan maddi şeyler fiziki bakımdan aynı olsa bile, bu şeyler üzerinde talep olunan haklar değişikse, müddeabihler aynı değil demektir.Diğer taraftan, Kısmi dava 6100 sayılı HMK.’un 109. maddesinde tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasına göre “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir”. Aynı maddenin son fıkrasına göre ise "Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez".Somut uyuşmazlıkta davacı kıdem ve ihbar tazminatı yanında işçilik alacaklarının tahsili için İstanbul 2. İş Mahkemesinde kısmi dava açmış ve Mahkemenin 01/04/2014 tarih, 2011/119 esas, 2014/255 karar nolu kararı ile davacının davasının 5.236,79 TL kıdem tazminatı, 2.626,79 TL ihbar tazminatı yönünden sübuta erdiği sonucuna varılarak, 5.236,79 TL kıdem tazminatı, 2.626,79 TL ihbar tazminatının kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karar Dairemizin 10/12/2015 tarih, 2014/20404 Esas, 2015/34981 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.Kısmi davada mahkemece esas alınan 06/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının 6.882,58 TL kıdem tazminatı, 3.451.71 TL ihbar tazminatı alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece davacının dava ve ıslah dilekçelerindeki talebi ile bağlı olarak 5.236,79 TL kıdem tazminatı ve 2.626,79 TL ihbar tazminatına hükmedilmiştir. Davacının anılan kısmi davada kıdem ve ihbar tazminatı dışında talep ettiği işçilik alacakları da vardır. Bu alacaklar ise reddedilmiştir. Fazlaya ilişkin istemin reddi kararını reddedilen alacaklar yönünden kabul etmek gerekir. Davacı bu ek dava ile açıkça vazgeçmediği bakiye kıdem ve ihbar tazminatının tahsilini talep etmektedir. Fazlaya ilişkin istemin reddine denilmesi, kısmi davada kıdem ve ihbar tazminatı yönünden fazlaya ilişkin bir istem bulunmadığından sonuca etkili değildir. Bu nedenle bakiye alacaklar için açılan işbu ek davanın yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.