MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkette 01/07/2007 tarihinden 08/11/2013 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, müvekkilinin collection elemanı (tahsildar) olarak işe başladığını, sonrasında 2011 yılı Eylül ayından itibaren ticari bankacılık destek elemanı olarak çalışmaya devam ettiğini, müvekkilinin işten ayrıldığı tarihte en son aldığı net maaşın 2.040,00 TL (brüt 2.755,00 TL ) olduğunu, ayrıca günlük 8,00 TL yemek parası ve servis hizmeti verildiğini, müvekkilinin davalı şirkette çalışırken fazla mesai yaptığını, davalı şirkette normal çalışma saatlerinin hafta içi sabah 08.30 akşam 17.30 olduğunu, ancak müvekkilinin bir ayda ortalama 2 cumartesi günü sabah 09.00, öğleden sonra 16.00 saatleri arasında çalıştığını, hafta içlerinde en az 2 gün saat 17.30'da çıkması gerekirken saat 21.00'a kadar çalıştırıldığını, ancak fazla mesai ücretlerinin müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin fazla mesai yapmak istemediğini, müvekkilinin ödenmeyen fazla mesai ücretlerinin uzun süredir talep etmesi ve fazla mesaiye kalmak istememesi sonrasında müvekkilinin fazla mesai paralarını ödemeyen davalının müvekkiline mobing uygulamaya başladığını, müvekkilinin de fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve yapılan mobing sonrasında iş akdini haklı nedenle feshetmek zorunda kaldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davacının ileri sürdüğü hususların baskı veya moda deneyimiyle mobing olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankada çalışma saatlerinin 1 saat öğle arası ile beraber 08.30-17.30 arası olup, iş sözleşmesinde de çalışma saatlerinin banka tarafından belirleneceğinin düzenlendiğini, ayrıca haftada 5 gün çalışma olduğunu, davacının belirtmiş olduğu çalışma saatleri içerisinde çalışması halinde zaten fazla mesai alacağının doğmayacağını, davacının fazla mesai alacağını bulunmadığını, davacının prim sistemi ile çalışmakta olduğundan iddia ettiği gibi fazla mesaiye hak kazanamayacağını, müvekkili bankada ücretin maktu brüt aylık ücret+aylık brüt performans ücreti uygulandığını, davacının bireysel iş sözleşmesine uygun olarak davacıya fazla çalışma ücretini de kapsayacak şekilde komisyon ödendiğini, prim niteliğindeki bu alacak dışında davacının ayrıca fazla mesai ücretine hak kazanmasının mümkün olmadığını, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere prim ücretine tabi olarak çalışan kişilerin prim ödemeleri ile fazla mesai yapıldığı iddia olunan sürelerde hak edecekleri fazla mesai ücretlerinin karşılaştırılması ve prim ödemesi ile fazla mesai ücreti arasında fark olması halinde bu farkın ödenmesi gerektiğini, davacının her ay almış olduğu komisyonun iddia ettiği fazla çalışma sürelerinde hak kazanacağı ücretin çok üzerinde olduğunu,up, bu açıdan da davacının fazla mesai ücretine hak kazanamayacağını, davacının fazla sürelerde çalışma iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, bankada haftalık 40 saat çalıştığını, bankanın davacının iddia ettiği gibi fazla sürelerde çalışma yaptıracak olsa idi kanunen belirlenmiş bulunana haftalık 45 saat çalışma süresini sözleşme ile 40 saate indirmeyeceğini bu yönüyle de davacının iddiasının hayatın olağan akışına ve mantığına aykırı olduğunu, iş bu davanın HMK' nın 107.maddesi anlamında belirsiz alacak davası sayılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 01/11/1996-17/10/2006 tarihleri arasında davalı ...nin şahıs şirketi işverenliğinde ve bu tarihten sonra 16/09/2013 tarihine kadar davalı şirketin işverenliğinde hizmet akdiyle kesintisiz olarak çalıştığı,son ücretinin aylık net 1,550,00 TL olduğu, ayrıca yol ve yemek yardımı bulunduğu ve akdin davacı tarafından haklı nedenle fesih edildiği, davacının fazla mesai yaptığı, genel tatil günlerinde çalıştığı iddiasını ispatlanmasına rağmen ücretlerinin ödendiği davalı tarafından ispatlanamadığı, haftanın 6 günü çalışması nedeni ile hafta tatil ücretine hak kazanmadığı, kullanmadığı yıllık izinleri bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında davacının fazla çalışmaları karşılığı ücretin hesabı uyuşmazlık konusudur. Davacı işçi tahsildar olarak işe başladığını, 2011 yılı Eylül ayından itibaren de ticari bankacılık destek elemanı olarak çalıştığı işyerinde fazla çalışma yaptığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek istekte bulunmuştur.Davalı işveren, davacının fazla mesai yapmadığını, kaldı ki bordrolarda komisyon adı altında yer alan ödemelerin prim niteliğinde olduğunu, davacıya yapılan bu ödemelerin davacının yaptığını iddia ettiği fazla mesai ücretlerinin üzerinde olduğunu savunmuştur.Mahkemece davacının fazla mesai talebi, bordrolarda komisyon adı altında yer alan ödemeler dikkate alınmaksızın hesap edilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının tahsilat biriminde çalışırken yaptığı tahsilat miktarına bağlı olarak prim aldığı, fazla mesai yaparak tahsilatını arttırırsa primin de arttırıldığı, bu primim bordrolara komisyon olarak yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Prim veya komisyon, çalışanı özendirici ve ödüllendirici bir ücret ödemesi olup işverence işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. İşverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebilir. Fazla mesai ise kural olarak 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi fazla mesai yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücrete hak kazanır. Ancak ister gezerek, isterse işyerinde çalışsın mesai artıkça prim alacağı da artacağından, bir anlamda yüzde usulü ile çalışıldığının kabulü gerekir. Bu nedenle davacının tahsildar olarak görev yaptığı hesap dönemine yönelik fazla çalışma ücretinin sadece % 50 zamlı kısmının hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.