MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T.C....nın diğer davalı sendikanın başvurusu üzerine, 01/11/2013 tarihli olumlu yetki tespit yazısının müvekkili şirkete 12/11/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, sendikanın TİS için gerekli çoğunluğu sağladığının belirtildiğini, ancak Tekirdağ'da ayrı bir işyeri kaydı olsa dahi müvekkili şirket tarafından sevk ve idare edilen bir işyeri daha bulunduğunu, ortada tek işyerinin bulunduğunu, işyerinde toplam 179 işçinin bulunduğunu, yetki için 90 işçi sayısının gerekli olduğunu beyan ederek, yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı T.C.... vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının 6 günlük hak düşürücü süreye tabi olduğunu, sendika, noter ve SGK dan gelen kayıtlar doğrultusunda yetki talebinin sonuçlandırıldığını, 177 işçinin çalıştığı ve 72 işçinin davalı sendikaya üye olduğunun tespit edildiğini, iki işyerinin işletme olarak değerlendirildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı sendika vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketteki hesaba katılması gereken işçi sayısının 177 olduğunu, % 40 yeterli çoğunluğun sağlandığını, toplu iş sözleşmesi için sendikaya verilen yetkinin yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 05 numaralı işkolunda faaliyet gösteren davacı işverene ait iki işyerinin toplu iş hukuka anlamında işletme olduğu ve dolayısıyla 6356 sayılı Kanunu'nun 41. maddesi doğrultusunda toplu iş sözleşmesi yetkisi bakımından %40 çoğunluk aranması gerektiği, davalı Tekstil'in yetki tespiti için başvurduğu 24.10.2013 tarihinde davacı işverene ait işletmede toplam 177 işçinin çalıştığı, 177 işçiden 72 sinin davalı Tekstil’e üye olduğu ve davalı Tekstil’ in %40,68 oranıyla yasanın aradığı %40 işletme barajını aşarak toplu iş sözleşmesi yetkisini kazandığı, yetkiye itiraz davasının kabulü için gerekli yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 4857 Sayılı Yasanın 2.maddesinin gerekçesinde iş yeri tanımı teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olduğu belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyerimi yoksa bir birinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan teknolojik ve ekonomik gelişmeler bir işyeri çerçevesinde mal ve hizmet üretimi, pazarlama ve müşterilere sunulması yönünden çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi nedeniyle bir işyerinin amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle “işveren kurulan iş organizasyonu” içerisinde işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt genelinde veya ilin içinde işlerin yürütüldüğü örgütlenmeye kadar genişletmek gereksinimi duyulmuştur. Bu bağlamda 2.maddede “iş yeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” hükmü getirilmiştir (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz.Esener, Turhan: İş Hukuku Bası 3 Ankara 1978 sh 83-84; Ekonomi, Münir: İş Hukuku, Ferdi İş Hukuku C 1, İstanbul 1987 sh 59; Çelik, Nuri: İş Hukuku Dersleri Bası 21, İstanbul 2008 sh 56-57; Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Ferdi İş İlişkileri Bası 3 İzmir 1998 sh 121; Süzek Sarper; İş Hukuku Bası 4 Ankara 2008 sh 173-178; Mollamahmutoğlu Hamdi İş Hukuku Bası 3 Ankara 2008 sh 191-201; tüm genişliği ve ayrıntılarıyla Yenisey/Doğan, Kübra: İş Hukukunda İşyeri ve İşletme, Yayınlanmış Doçentlik Tezi, İstanbul 2007 sh 23-37). İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürelikli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır. Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır. Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorluğu tartışmasızdır. Toplu İş Hukuku anlamında işyerinin işçilerin dayanışmadan kaynaklanan ortak menfatleri oluşmasına olanak sağlayan ve faliyetlerini sürdürebileceği bir sürekliliğe sahip ve işverenede asıl işin girdiği iş kolunda sendikal muhatap yaratacak bir birim olması gerekmektedir. Alman ve Fransız Hukukunda işyerinin neresi olduğu ve sınırlarının belirlenmesi sosyal tarafların özerkliğine terk edilmiştir. Oysa hukukumuzda işyeri mutlak ve tartışmasız olarak kabul edilmektedir. İşyeri kavramı fonksiyonel bir kavramdır ( Doğan, Yenisey: sh 443,447). İşletme ise genel olarak iktisadi bir amacın gerçekleşmesi için aynı işverene ait birden fazla işyerinin örgütlenmesi ile oluşmuş bir ünite olarak tanımlanmaktadır. İşyerini işletmeden ayıran temel ölçütlerden biri izlenen amaçtır. İşletme mutlaka ekonomik bir amaç gütmesi gerekmez. İşyeri işletmenin genel olarak bağımsız bir bölümü olarak düşünülmesi gerekir. Ticaret Hukukundaki işletmeden farklı bir amaç gütmektedir. Çünkü ticari işletmelerde işçi çalıştırma zorunluluğu bulunmamaktadır. İşyeri ve işletme ayrımında organizasyon kavramıyla bir ayrıştırmaya gitmek de mümkün değildir. Çünkü işletmenin de işyerinin de aynı organizasyon içerisinde örgütlenmesi mümkündür. Ancak işletmenin işyerine göre büyüklüğü aynı şekilde organizasyondaki büyüklüğünü gerektireceği kaçınılmazdır. Öte yandan işverenin ötesinde işletmenin profosyonel bir yönetim kadrosu oluşturacağı da gerçektir. Somut olayda temel problem davacının Çerkezköy’de bulunan işyerlerinin ayrı bir işyeri olduğunun kabulüyle Esenyurt’ta bulunan işyeri ile birlikte bir işletme oluşturup oluşturmadığıdır. Mahkemece davacı İşverenin Esenyurt’taki işyerinde keşif yapılmıştır. Dosyaya sunulan belgeler, keşif tutanağı, bilirkişi raporları , tanık beyanları incelendiğinde Çerkezköy ve Esenyurt’taki işyerlerinde fiilen yapılmakta olan işler tespit edilememiştir. Mahkemece her iki adreste konusunda uzman hukukçu ve teknik bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak yukarıdaki ilkeler doğrultusunda Çerkezköy’de yer alan işyerinin ayrı bir işyeri mi bağlı yer mi olduğu değerlendirilmeksizin eksik araştırmayla hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.