Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21424 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5716 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA :Davacı-karşı davalı; itirazın iptali % 20 icra inkar tazminatının, davalı-karşı davacı; avans alacağı, kötüniyet tazminatı, zimmetli olup iade edilmeyen menkul bedeli borcunun ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı-karşı davalı isteminin özeti: Davacı-karşı davalı işçi vekili, dava de karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı firmanın ortaklarının değiştiğini ve firmanın satıldığını, yeni yönetim tarafından eski elemanların tasfiyesi doğrultusunda önce baskı uygulandığını, akabinde ise gönüllülük esası ile ayrılanlara tüm haklarının verileceğinin söylendiğini, davacının da bu doğrultuda ikale/anlaşma doğrultusunda iş aktine son verildiğini, davacının İş akdinin 25.574,47-TL kıdem tazminatı, 21.667,82-TL ihbar tazminatı ve 16.984,19-TL izin ücretinin bulunduğu kabul edilerek toplamda 64.234,48-TL'nin ödenmesi kaydıyla 02.08.2013 tarihinde ¡kale sözleşmesi yapılarak iş akdinin feshedildiğini, aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen ikale ile saptanan bedelin davacıya ödenmediğini, bunun üzerine davacının davalı hakkında ... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2013/20478 E. sayılı dosya ile ikalede belirlenen tutar üzerine icra takibi başlattığını, davalı tarafça ilgili icra takibine, "davacının bir kısım zimmeti ve avans borcu bulunduğu" gerekçesi ile itiraz edildiğini, davalının ilgili iddiasının gerçek dışı olduğunu, ikale sözleşmesi kapsamında iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşarak sona erdirildiğini, ilgili ikale sözleşmesinin 4. maddesi ile taraflar arasındaki iş sözleşmesinin karşılıklı olarak geçmiş ve geleceğe dönük olarak tasfiye edildiğini, tarafların birbirinden herhangi bir talepte bulunmayacaklarını taahhüt ettiklerini, davacıdan yeni el değiştiren bir şirketin imza yetkilisinin tek imza mı çift imza mı olduğunu bilmesi beklenemeyeceğini, davalı işverenin, ikale sözleşmesini imzalayan kişinin yetkisiz olduğunu demediğini, “bizde tek imza ile yetki yok” dediğini, davacı işçiye 10.000,00 -TL avans gönderildiği ve zimmetli bilgisayar bulunduğunun doğru olduğunu ama zimmetinde... ve cep telefonu olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, ikale sözlemesi yapıldığı sırada avans ve bilgisayar konusunun da gündeme geldiğini, davacı işçinin ikale sözleşmelerinin mantığı gereği burada karşılıklı bir anlaşma ile iş aktinin sona erdirileceğini, kendisinde yasal hakları dışında bir avantajı olması gerektiğini aksi halde ikaleden bir kazancı olmayacağını belirttiğini, davalı işverenin avansın ve bilgisayarın davacı işçide kalmasını kabul ettiğini, protokolün A bendinin 4. maddesi ile de bu hususun düzelendiğini, bu hususta ibralaştıklarını, İkale sözleşmelerinin mantığının bu olduğunu, personelin zaten yasal tazminat haklarını işveren feshi ile kazanmakta iken işe iade davası açma hakkı varken bundan ikale ile vazgeçtiğini, bir kazancı olmadığında, asgari 8 maaş gibi bir rakamdan vazgeçmesinin zaten kendisinden beklenemeyeceğini ileri sürerek itirazın iptalini, takibin devamını, alacağın likit olması dolayısıyla davalının % 20den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatını ve karşı davanın reddini istemiştir.B)Davalı-karşı davacı cevabının özeti: Davalı-karşı davacı işveren vekili, ikale sözleşmesinin davalı açısından bağlayıcı olmadığını, geçersiz olduğunu, zira; kaşe üzerine tek imza atıldığını, oysa ki davalının imza sirküleri incelendiğinde de görüleceği üzere, ilgili şirkette tek imza yetkisinin bulunmadığını, ikale sözleşmesinin içeriğindeki ibranın ve davalı şirketi borç altına sokacak miktarın geçerli olabilmesi için imza sirkülerinde belirtilen yetkililerin en az 2si tarafından imzalanması zorunluluğu bulunduğunu, bu nednele işçinin iddia ettiği alacağın likit de olmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının gerçeği yansıtmadığını, davacı işçinin davalı şirketi hukuka uygun olarak temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz de istenemeyeceğıni, ödeme emrindeki alacağın konusunun işçilik alacağı olarak belirtildiğini, ancak davacının zimmetinde davalı şirkete iade etmesi gereken, hizmet akdi nedeniyle kullanımına tahsis edilmiş elektronik eşyalar bulunduğunu, aynı zamanda iş akdi devam ederken özel ihtiyaçları için çekmiş olduğu avansın olduğunu, bu nedenlerle alacağın likit olmadığını, işçinin icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini, çalışanlara tahsis edilen işin görümünde gerekli eşyaların çalışanların işten ayrılırken işverene iade ettiklerini, davacıya..., ... marka... ile... marka ... cep telefonu tahsis edildiğini, işçinin bunları davalı işverenin ihtarlarına rağmen iade etmediğini, bu nedenle bu elektronik eşyaların tespit edilecek bedellerinin ödenmesi, bu eşyaların bedeli olarak şimdilik 3000 TL. ve 10000 TL. avansın da iade edilmesi gerektiğini, 15000 TL.nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, işçinin kötüniyetle giriştiği icra takibi nedeni ile davalı şirket lehiine %20’den aşağı olmayan kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve davacı işöinin davasının ise reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında iş sözleşmesinin iş veren tarafından işletmesel neden ile sona erdiği hususunda ihtilaf olmayıp fesihten sonra ikale ile tespit edilen alacakların hak kazanılıp kazanılmadığı noktasında toplandığı, taraflar arasında davalı talebi ile oluşturulmuş geçerli bir ikale sözleşmesi mevcut olup, itiraza konu icra takibinde belirtilen asıl alacağın, ikale sözleşmesine dayandığı ve bu hali ile ilgili alacağa yönelik itirazın reddi ile davacının ödeme emrinde belirtildiği üzere toplamda; 64.234,48-TL alacağının bulunduğu, asıl alacak olarak belirtilen toplam tutarın 25.574,47-TL'sinin kıdem tazminatı olduğu, kıdem tazminatı açısından temerrüde düşürme şartı mevcut olmayıp, kıdem tazminatı dışındaki alacak kalemleri açısından; işçinin ücretlerini yasal süresi içerisinde ödemeyen işverenin temerrüde düşürülmesi gerekmesine rağmen ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı açısından davalının temerrüde düşürülmediği bu nedenle bu alacaklar yönünden faiz talebinin yerinde olmadığı, karşı dava açısından ; davalı vekilince işyeri özlük dosyası ekinde, davalı işyerince davacı işçiye teslim edilen işyerine ait donanımlar tutanakla teslim edildiği, dinlenilen tanık anlatımları ile iş akdinin sona ermesi ile zimmette bulunan menkullerin tesliminin iş yeri uygulaması haline geldiği görülmekle bilirkişi marifeti ile menkul malların değerinin tespit edildiği, davacı - karşı davalı işçinin, toplamda 10.000,00-TL avans ile değeri ortalama; 6.744,50-TL olan iade etmediği menkul malların borçlusu olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı işçinin başlattığı ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları ve kıdem tazminatının işlemiş faizi için takibin devamına ve icra inkar tazminatına, davalı -karşı davacı işverenin davası açısından ise avans ve menkul bedelinin davacı –karşı davalı işçiden alınarak davalı-karşı davacı işverene verilmesine karar verilmiştir. D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı-karşı davalı işçi vekili ve davalı-karşı davacı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1- Mahkeme tarafından davacı-karşı davalı işçi lehine hükmedilen icra inkar tazminatının brüt miktar olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İcra inkar tazminatının brüt miktar oluşu infaz aşamasında gözetilebilecek bir husus olduğundan bozma nedeni sayılmamıştır. 2- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı-karşı davacı işverenin tüm, davacı –karşı davalı işçinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 3- Davacı –karşı davalı işçiye görevi sırasında kullanılmak üzere zimmetle teslim edilen 1 adet IPAD, 1 adet diz üstü bilgisayar ve 1 adet cep telefonu bedeli bilirkişi tarafından fesih tarihindeki piyasa bedellerinin ortalaması alınarak belirlenmiştir.Ancak teslim edilen bu araçlar teslim tarihinden fesih tarihine kadar kullanılmış olup teslim tarihinde modelleri de tutanaklardan anlaşılamamaktadır. Öncelikle anılan ürünlerin model tarihleri belirlenmeli, fesih tarihindeki kullanma süresi ile amortisman giderleri de dikkate alınarak 2. El değeri belirlenip bu bedel hüküm altına alınmalıdır. Eksik ve yetersiz bilirkişi raporu ile karar verilmesi hatalıdır.F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.