MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 22. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2013NUMARASI : 2013/295-2013/243DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili; müvekkilinin, 13.09.2010 - 22.09.2011 tarihleri arasında davalı nezdinde tıbbı satış mümessili olarak çalıştığını, çalıştığı bölgede 23.08.2011 tarihinde görevi ifa ederken bir hekim tarafından tacize ve hakarete uğradığını ve bu olayı bağlı bulunduğu bölge müdürü E. A.'a bildirdiğini, görev yerinin yeniden düzenlenmesini istediğini, davalı işverenin bu konuda herhangi bir değişiklik yapmadığını ve görevine devam etmesinin söylendiğini, aksi halde bölgesinin değiştirilmesi hususunda tehdit edildiğini iddia ederek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili; Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tıbbı satış mümessili olarak 13.09.2010-22.09.2011 tarihleri arasında Anadolu Yakası Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak çalıştığını, iş akdinin bölge müdürüyle tartışarak hakaret etmesi ve iş yerini karalayıcı söylemlerde bulunması sebebiyle haklı olarak fesih edildiğini savunmuş ve davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, davacının görevini yaptığı sırada bir doktor tarafından tacize uğradığını işverene bildirmesine rağmen davalı işverence bu konuda yeterli önlem alınmadığı, aynı sağlık çalışanı ile irtibatına devam etmesinin istendiği gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.Ç)Temyiz: Karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.D)Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez. İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.Davalı tarafça, yeni başlayan başka bir çalışanın adaptasyonu için gerçekleştirdikleri ziyaretler sırasında davacının işvereni kötüleyen söylemlerde bulunduğu ve bu nedenle savunması alınmak üzere 10.09.2011 tarihinde bölge müdürlüğüne çağrıldığı, yapılan toplantıda davacının bölge müdürüne hakarette bulunduğu gerekçesi ile iş akdinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiği savunulmuştur. Davacı 15.9.2011 tarihli savunmasında, görev yaptığı sırası bir doktor tarafından sözlü tacize uğradığını, durumu bölge müdürüne bildirdiğini bunun üzerine bölgesinin değiştirildiğini, oysa ki kendisinin bölgesinin değiştirilmesini istemediğini sadece o doktara çalışmak istemediğini belirtiğini, kendi bölgesinde yeni başlayacak olan başka bir çalışan ile adaptasyona çıktıklarını, ziyaret ettikleri doktorların görev yerinin değiştirilmesine tepki göstermeleri üzerine 10.09.2011 tarihinde toplantıya çağrıldığını, herhangi bir şekilde hakarette bulunmadığını beyan etmiştir.10.09.2011 tarihli tutanakta ve yargılama sırasında dinlenen davalı tanıkları beyanlarında, davacının bölge müdürüne hitaben sinkaflı sözler söylediği belirtilmiştir. Kocaeli 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/74 esas sayılı dosyasında davacının sanık sıfatı ile bölge müdür E. A.'a karşı hakaret etmek suçundan yargılandığı ve hakkında hakaret suçunu haksız bir fiile tepki olarak işlediği gerekçesi ile ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı ve davacının davranışlarının iş yerinde olumsuzluklara yol açtığı anlaşılmakta olup, fesih en azından geçerli nedene dayandığı, haklı olup olmadığının ise ileride açılması muhtemel alacak davasında dikkate alınması gerektiği gözetilmeksizin, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.HÜKÜM :Yukarda açıklanan gerekçe ile;1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2. Davanın REDDİNE, 3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 144.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, Kesin olarak, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.