MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, asıl dava ve birleşen davada kıdem tazminatı ile ücret, gününden ödenmeyen ücretlerin %5 fazlası, fazla mesai ücreti, fazla mesai ücretinin %5 fazlası, genel tatil ücreti, genel tatil ücretinin %5 fazlası, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin, davalı yanında 5953 sayılı Basım İş Kanununa tabi olarak 27.01.2006 tarihinden 11.06.2010 tarihine kadar muhabir olarak çalıştığını, iş akdinin davacı tarafından ücretlerin ödenmemesi ve geç ödenmesi nedeniyle 11.06.2010 tarihinde İstanbul 8. Noterliğinin 9385 yevmiye numaralı fesih bildirimiyle feshedilerek ödenmemiş ücretlerini, günlük yüzde 5 fazlasını, kıdem tazminatını ve yıllık izin ücretlerini talep ettiğini, ihbarnamenin 14.06.2010 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davacının aylık ücretinin mayıs 2010 itibariyle brüt 2.989,63 TL olduğunu, maaşların .... Zincirlikuyu Şubesine yatırıldığını, davacının 15.07.1996 tarihiyle 03.03.2004 tarihi arasında Aktüel Dergisinde muhabir olarak çalıştığını ve bu çalışmalarının 5953 sayılı yasaya tabi olduğunu, İstanbul 4. İş Mahkemesinin 2009/321 esas 2010/289 karar numaralı ilamıyla tespit ettirildiğini, davalı yanında işe giriş tarihi olan 27.01.2006 yılından 11.06.2010 yılına kadar Basın İş Kanunu kapsamında mesleki kıdeminin 11 yıl 327 gün olduğunu, SGK kayıtlarından davacının 3A kapsamında bildirimi yapılan sigortalı çalışmalarının 5 yılın üzerinde olduğunu, davacının 11 yıl 10 ay 27 gün kıdemi olduğunu, davalı yanında 27.01.2006 tarihinde işe başlayıp 11.06.2010 tarihine kadar çalıştığını, Basın İş Kanununun 6. Maddesi gereğince iş verenden toplam her yıl için 2842,49 TL üzerinden 4 yıl 4 ay 13 günlük kıdem tazminatı hakkı bulunduğunu, 5953 sayılı Kanunun 21. Maddesine göre günlük bir mevkutede 10 yıldan yukarı olan bir gazeteciye 6 hafta ücretli izin verilmesinin zorunlu olduğunu, davacının 10 yılı aşan mesleki kıdemi nedeniyle 6 haftalık izin alacağı olduğunu, bu maddeye göre gazetecinin kıdeminin aynı gazetedeki hizmetine göre değil meslekteki hizmet süresine göre hesaplanacağını, 29. Maddeye göre 21. Maddede yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen iş verene bu süreye tekabül eden ücretler toplamının 3 katı kadar idari para cezası verilerek gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamının iki kat olarak ödeneceğini, davacının davalıdan toplam geçmiş yıllarda kullandırılmayan bir haftalık izin ücretinin iki katı izin ücreti alacağı ve kullanmadığı 6 haftalık izin ücreti alacağı olduğunu, 14. Maddeye göre ücretin her ay peşin olarak ödenmesi gerektiği, ihtarnamenin çekildiği tarih itibariyle Mayıs 2010 ve Haziran 2010 ayı maaşlarının ödenmediği, dava açıldığı tarih itibariyle de Haziran 2010 ayı ücretinin ödenmediğini, 14/2 maddesi gereğince gazetecilere ücretlerini vaktinde ödemeyen iş verenlerin bu ücretleri geçecek her gün için yüzde 5 fazlasıyla ödemeye mecbur olduklarını,..... Zincirlikuyu Şubesinden gelecek müzekkere cevabına göre 2008 yılından itibaren gününde ödenmeyen ücretlerine uygulanacak günlük yüzde 5 faiz talep ettiğini, davacının .... Gazetesi Haftasonu Ekleri Bölümünde çalıştığını, gündüz iş yerine geldiğini, röportajlar için iş yerine sınırları dışına çıktığını ve gece de saat 12.00den sonraya kadar gazete içinde çalıştığını, bu çalışmalara karşılık fazla mesai ücreti ödenmediğini, fazla çalışmalara ait ücretin ücret ile birlikte ödenmesinin mecburi olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin gününde verilmemesi halinde her geçen gün için yüzde 5 fazlasıyla ödendiğini ileri sürerek; asıl ve birleşen davada kıdem tazminatı ile ücret, gününde ödenmeyen ücretlerin %5 fazlası, fazla mesai ücreti, fazla mesai ücreti %5 fazlası, genel tatil ücreti, genel tatil ücreti %5 fazlası ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:Davalı vekili; davacının 5953 sayılı yasa kapsamında gazeteci olması nedeniyle yasa ve Yargıtay hukuk genel kurulu kararları uyarınca ücretlerin gününde ödenmediği nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshetme imkanına sahip olmadığını, iş akdini ücretlerin gecikmeli olarak yatırılmış olması nedeniyle fesheden davacının kıdem tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, Basın İş kanunu 4857 sayılı İş Yasasının 24/2-e maddesindeki gibi ücretlerin zamanında ödenmemesi nedeniyle işçinin iş akdini haklı nedenle feshedebileceği şeklinde bir düzenleme ihtiva etmediğini, bilakis 5953 sayılı yasada ücretlerin zamanında ödenmemesinin yaptırımının 14/2. Maddesiyle düzenlendiğini, işbu madde uyarınca gazetecinin gününde ödenmeyen ücretinin günlük yüzde 5 fazlasıyla talep etme hakkına sahip olduğunu, ancak davacının bu imkana sahip olmasına rağmen bu yola başvurmayarak maaşlarını ihtirazi kayıtsız olarak tahsil ettiğini, 5953 sayılı yasada işçiye haklı nedenle fesih imkanı yalnızca bir mevkutenin veçhe ve karakterinde gazetecinin şeref- şöhretini ihlal edecek bariz bir değişiklik olması halinde tanındığını, 4857 sayılı yasayla 5953 sayılı yasa arasında özel-genel kanun ilişkisi de bulunmadığından ve davacının tabi olduğu 5953 sayılı yasa gereğince ücretin zamanında ödenmemesi halinin davacıya haklı nedenle fesih imkanı vermediğinden kıdem tazminatı talebinin reddini, davacının ...... Zincirlikuyu Şubesindeki hesaba ait banka kayıtları incelendiğinde davalı şirketten ücret alacağı bulunmadığını, Mayıs 2010 maaşının 24.06.2010 tarihinde 1.939,68 TL, Haziran 2010 ayına ait 11 günlük ücretinin ise 6 Ağustos 2010 tarihinde 682,51TL olarak davacının banka hesabına yatırıldığını, davacının 2008 yılı Eylül ayı itibariyle ekonomik problemler nedeniyle gecikmeli olarak almış olduğu ücretini hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin tahsil ettiğini, bu nedenle faiz talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının şahsi iş yeri dosyası içerisinde bulunan davacıya ait bordrolarla uyumlu davacının banka hesabına ait kayıtlarda davacıya fazla mesai ücretine hak kazandığı dönemlerde fazla mesai ücreti tahakkuku yapıldığı ve ödendiğini, ödenenler dışında davacının fazla mesai ücreti alacağının bulunmadığını, yazı işleri müdürlüğünde editör olarak şirket binası İçerisinde çalışan davacının tasarrufunda bulunan ve iş yerine giriş çıkışlarda davacı tarafından okutulan giriş-çıkış kayıtlarının incelenmesiyle durumun anlaşılacağını, davacının yıllık izinlerini kullandığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Somut olayda; mahkemece sadece kıdem tazminatı talebine ilişkin olarak gerekçe oluşturulmuştur. Talep edilen diğer alacak kalemleri hakkında hiçbir gerekçe oluşturulmadığı gibi "rapordaki hesaplamalar doğrultusunda karar verildiği” belirtilmesine karşın hüküm altına alınan miktarlar (kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti hariç) hiçbir ek ve kök raporda yer almamaktadır.Dosya içerisinde birden çok kök ve ek rapor bulunmakta olup, hangi rapora neden itibar edildiği hangi rapora ise neden itibar edilmediği belirtilmeksizin ve hesap raporlarındaki tutarlardan farklı tutarların neden hüküm altına alındığı açıklanmaksızın ve kıdem tazminatı dışındaki alacak kalemlerine ilişkin herhangi bir gerekçe oluşturulmaksızın karar verilmesi hatalıdır.F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.