Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21136 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8505 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı işyerinde şoför olarak çalıştığını, son net ücretinin aylık 1450,00TL olduğunu, iş sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ve ücret alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının son maaşının brüt 1300,00TL olduğunu, feshin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının ücretini iddia gibi kabul edip kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacakları hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37 nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.Somut olayda , mahkemece, davacının aylık ücreti iddia doğrultusunda net 1400 TL kabul edilmişse de, dosya içerisindeki delillerden bu sonuca varılması mümkün görünmemektedir. İmzalı bordrolara göre ücretin brüt 1300,00 TL olup, banka hesap özetlerinin bordrolarla uyumlu bulunduğu, iddia doğrultusunda beyanda bulunan davacı tanıklarının davacı ile aynı mahiyette işverene karşı davaları bulunduğundan beyanlarına itibar edilmeyeceği, emsal ücretin bildirilmesi istenen Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu'ndan bilgi verilmediği görülmüştür. Bu delil durumuna göre davacının iddia ettiği ücreti aldığını ispat ettiği söylenemez. Aksine, davacı tanıklarının dosyada mevcut diğer davalarda verdikleri beyanlarına bakılacak olursa davacı ile aynı işi yapan başka bir işçi için 1200-1250 TL ücret aldığını beyan ettikleri, ilgili dosyalardaki emsal araştırmalarında ücretin 1080,00 TL, brüt 1110,00 TL şeklinde bildirildiği görülmüştür. Sonuç olarak, mahkemece davacının son ücretinin imzalı bordrolarda yazılı miktar olarak kabulü gerekirken, hüküm altına alınan alacakların ispatlanamayan net 1400,00 TL ücret üzerinden hesaplanması hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.