Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2066 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 38266 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davalı ...'nın otobüs ve benzer araçları ürettiğini, otobüs üretimindeki bazı işleri ise taşeronlara verdiğini, taşeronlardan birisinin de diğer davalı ... Şirketi olduğunu, ... A.Ş. nin üst işveren olduğunu, davacının davalı işyerine 10.03.2005 tarihinde girdiğini, aralıksız olarak 14/07/2008 tarihine kadar çalıştığını, davalı ..., ... Şirketine iş vermeyince davacı ve diğer işçilerin toptan işine son verildiğini iddia ederek; 500,00 TL kıdem tazminatı ve 500,00 TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı ... vekili, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi ... Şirketinin müvekkili şirketin taşeronu olmadığını, unvanından da anlaşılacağı üzere diğer davalı şirketin otomotiv yan sanayiinde faaliyet gösteren müvekkili şirketin ürettiği araçların metal bölümleri dışındaki cam, elyaf, takviyeli polyester parçalarını yapan bir firma olduğunu, aralarında yapılan bir anlaşma gereği yapacağı işi kendi işçileri ile yapmayı üstlendiğini, aralarında asıl-alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... vekili, müvekkili şirket ile diğer davalı ... arasında herhangi bir bağ bulunmadığını, tek bağlantının müvekkili şirketin ürettiği cam, elyaf takviyeli polyester kaporta parçalarını ... A.Ş. ye satmaktan ibaret olduğunu aralarında alt-üst işverenlik ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin ... dışında başka değişik firmalara da ürettiği malı sattığını, aralarındaki ilişkinin ticari olduğunu, davacının müvekkili şirkette 25.04.2005 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının 09/07/2008 , 10/07/2008 ve 11/07/2008 tarihlerinde de mazeretsiz olarak işe gelmediğini devamsızlıkla ilgili tutanak düzenlediklerini, davacı ile irtibata geçilmediğinden iş akdinin haklı nedenle 14/07/2008 tarihinde sonlandırıldığını, davacının dava dilekçesinde bahsettiği iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece davalı ...Ş. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalı ... AŞ. yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davacı temyiz etmiştir E) Gerekçe: Alt işveren; bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlamalara göre asıl işveren - alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekmektedir. Alt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bölümünün teknolojik uzmanlık gerektirmesi zorunludur. 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada bulunması şarttır. Yasanın 2 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu gerekliliği ortaya koymaktadır. Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 11 inci maddesinde de yukarıdaki anlatımlara paralel biçimde, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilebilmesi için “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir.Dinlenen davacı tanıkları, ... Şirketinin ...'ya yan sanayii ürünü olarak otobüs parçası ürettiğini, ...'nın iş vermemesi üzerine işyerinde çalışan tüm işçilerin işten çıkartıldığını, ... firmasının halen kapalı olduğunu, ... firmasının işletmesinin bulunduğu yer bina, arsa içindeki üretimde kullanılan malzemelerin tamamının ...'ya ait olduğunu, firmanın sadece ...'ya üretim yaptığını, ... ve ... şirketlerininde sadece ...'ya mal ürettiklerini, bazı parçaların otobüsün iskeletinin üretildiği yerde takılması zorunlu olduğu için bu firmalara mal verdiklerini ... tarafından iş verilmemesi üzerine, iş yapmak isteyen başka bir işverene ... izin vermeyince firmanın kapandığını belirtmişlerdir. Dosya kapsamı ve tanık beyanları doğrultusunda, yukarıdaki açıklamalara göre davalı ...'nın yaptığı işin bir bölümünü işin gereği ve teknolojik nedenler ile diğer davalı firmaya verdiği bu şekli ile davalılar arasında 4857 sayılı yasanın 2. maddesine uygun şekilde kurulmuş, asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının çalışmalarından doğan hak ve alacaklarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşıldığından, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.