MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; 01/01/1973 tarihinden itibaren davalı şirkete ait ...'daki inşaat şantiyelerinde mobil vinç operatörü olarak çalışmaya başladığını, bu çalışmasının 06/07/2009 tarihinde sona erdirildiğini, aldığı en son ücretin aylık net 1.500 $ olduğunu, işyerinde ayrıca verilen 3 öğün yemekten yatmak için tahsis edilen koğuştan yararlandığını, iş bitimi nedeniyle gönderildiğini ve bir daha işe alınmadığını, yıllık izinlerini kullanmadığını ve kendisine yıllık izin parası da ödenmediğini, her gün sabah 07:00 saatinde işe başladığını, akşam 19:00 da işi bıraktığını, 1 saat öğle yemeği molası kullandığını, haftanın 7 günü bu şekilde çalıştığını ve fazla mesai yapmış olduğunu fakat fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, kendisine diğer çalışanlar gibi ayda 2 gün hafta tatili yapma hakkı tanındığını, ayda ortalama bir gün hafta tatilini kullanabildiğini, bu ücretin kendisine ödenmediğini, dini bayramların ilk günü dışında kalan tüm bayram ve genel tatillerde çalışma olduğunu fakat karşılığını alamadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram, genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; davacının sürekli ve kesintisiz olarak değil, belirli dönemler halinde çalıştığını, iş akdinin görev ve projenin sona ermesi nedeni ile sona erdiğini, davacının ilk proje nedeni ile giriş tarihinin 10/12/1980 ve son proje nedeni ile işten ayrılma tarihinin ise 05/09/2009 olduğunu, mobil vinç operatörü olarak çalıştığını, davacının 07/01/2007- 05/06/2009 tarihleri arasındaki son iş akdinin davacının istifa etmesi suretiyle sona erdiğini, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının çalıştığı dönemler itibariyle şirketi ibra ettiğini, davacının şirket bünyesinde çalışmadığı dönemlerde başka işlerde çalışmakta serbest olduğu gibi yeni bir proje geldiğinde şirket tarafında yapılar iş teklifini kabul edip etmeme konusunda da serbest olduğunu, davacının yıllık izin ücreti de dahil herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacının en son çıkış tarihinde 4.00 $ saat ücreti ile çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödendiğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, açılan davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı tarafça her ne kadar iş akdinin davacının istifası nedeni ile sona erdiği ve davalı işverenle ibralaştığını belirtilmiş ise de dosyada bulunan ibrnanamede tarih olmadığı, davacıdan işin sona ermesi nedeni ile çıkarılacak işçilerden bir şekilde istifa dilekçesi aldırıldığından iş akdinin istifaya dayalı olmayıp işin sona ermesi olarak kabul edilmesi gerekeceğinden ve bu cihetle davacının kıdem ve ihbar tazminatını hakettiği, davacının talep ettiği alacaklarını hakettiğine dair bir ispatı olmadığı gibi tanıklarla da bu hususu kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsiline, diğer taleplerin davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine hükmedilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalıya ait yurt dışı işyerinde çalışan davacının tazminat ve alacaklarının belirlenmesine esas ücret taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Davacı işçi ücretinin son aylık ücretin net 1.500,00 USD olduğunu ileri sürmüş, davalı işveren 4,00 USD saat ücretini savunmuştur. Ücret araştırmasına gelen cevapta sendika yurt içi uygulamasını bildirerek 2.000,00-2.600,00 TL ücret alınabileceğini açıklamıştır. Bilirkişi hesap raporunda davalının sunduğu kayıtlardaki ücrete göre tazminat ve alacaklar hesaplanmış, mahkemece davalının sunduğu kayıttaki ücret üzerinden hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı hüküm altına alınmıştır. Davacının imzasını içermeyen aylık ücret bordrolarında saat ücreti ile temel ücret hesabı dışında fazla çalışma ve tatil ücreti gibi tahakkuklara yer verilerek davacının banka hesabına yatan tutar ile uyumlu bir tahakkuka gidilmiştir. Bordroların değişen miktarlarda tahakkuk içermesine rağmen 1.250,00 USD üzerinden tanzim edildiği görülmektedir. İşçiye yurtdışında elden verilen avans da dikkate alındığında, davacının yaptığı iş, kıdemi, bordro içerikleri ve emsal ücret araştırması gözetilerek işçinin aylık temel ücretinin net 1.500,00 USD olduğu kabul edilmeli ve kıdem ve ihbar tazminatları bu ücrete göre hüküm altına alınmalıdır.3-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işverenin yurtdışı şantiyelerinde kesintili olarak çalışmıştır. Davacının yıllık izin ücreti alacağı istemi bordroda yer alan tahakkuklar ve kullanılan izin günleri nedeniyle reddedilmiş ise de, izin ödemesi adı altında bordroda yer alan tahakkukların işçinin farklı şantiyelerdeki çalışmalarının iş bitimi sebebiyle sona erdiği dönemlere rastlayıp rastlamadığı araştırılmamıştır. Bordroda yer alan ödemelerin işçinin banka hesabına yapıldığı savunulmuş olmakla, bu yönde gerekirse ilgili banka kayıtları getirtilmeli ve iş bitimi sebebiyle çıkışların verildiği dönemde yapılan ödemelerin karşılığı olan izin günleri ile çalışma dönemi içine rastlamakla birlikte izinlerin kullandırıldığını gösteren imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile desteklenen izin tahakkukları hesaplamadan düşülmelidir. Bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır. 4-Hükmedilen miktarlardan bilirkişi ...'nün 06/11/2014 havale tarihli raporunun esas alındığının anlaşılması karşısında, gerekçeli kararda bilirkişi ...'un hesap raporunun esas alındığının belirtilmesi ve hüküm altına alınan miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.