MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, milli bayram ve genel tatil ücreti, ücret, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili davalı işyerinde 01.10.2002-26.06.2012 tarihleri arasında 1.300,00 TL net ücret ile makineci ve makine ustası olarak çalıştığını, SGK primlerinin eksik yatırılması ve diğer haklarının ödenmesini davalı işverenlikten talep ettiğini, bu talep üzerine kendisi ile çalışamayacaklarını, hesaplarının çıkarıldığını ve işe gelmesine gerek olmadığının bildirildiğini, 28.06.2012 tarihinde davalı işverenlik yetkilisinin SGK primlerinin tam gösterilmesi ve fazla mesaiye ilişkin ödemelerinin yapılması halinde bu durumun diğer işçilere emsal teşkil edeceğinin bildirildiğini, kendisinin işyerini terk etmiş gibi gösterilmek istendiğini ve hakkında devamsızlık tutanakları tutulduğunu bu tutanakların da hukuka uygun tutulmadığını, haklarının talebi için ....... 4. Noterliği 29.06.2012 tarih ve 12391 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, çalıştığı süre boyunca iki vardiya şeklinde 04:00-20:00-20:08:00 saatleri arasında çalıştığını, hafta tatilinin Cumartesi günü olmasına rağmen hafta tatilin ücretinin, fazla mesai ücretlerinin, asgari geçim indirimi ücretlerinin, milli bayram çalışmaları karşılığının ödenmediğini ve yıllık izinlerini kullanmadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklan saklı kalmak kaydı ile; kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarını talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili davacının 01.10.2002 tarihinde işyerinde çalışmaya başladığını ve kağıt katlama elemanı olduğunu, son ücretinin brüt 1.020,00 TL net 879,55 TL olduğunu, davacının ücretinin önceleri imzalı ücret bordroları ile sonra ise banka aracılığı ile ödendiğini, davacının ücretinin eksik ödendiği yönündeki iddiasının yersiz olduğunu, davacının bordroya ve bankadan çektiği tutarlara itirazının olmadığını, feshe ilişkin davacı iddialarının kurgu ve senaryodan ibaret olduğunu, davacının iş sözleşmesinin 25-26-27.06.2012 tarihlerindeki mazeretsiz devamsızlıkları sebebi ile haklı olarak feshedildiğini, davacı tarafa......Noterliği 28.06.2012 tarih ve 16402 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edilerek mazeret bildirmesi ve hemen işe dönmesinin istendiği, bu ihtarnameye cevap verilmemesi ve davacının da işe dönmemesi üzerine davacıya ......Noterliği .....tarih ve 17243 yevmiye numaralı fesih ihtarnamesinin keşide edildiğini, davacı tarafından kendilerine gönderilen ihtarnameye cevaben gönderilen........ Noterliğinin 05.07.2012 tarih ve 17468 yevmiye numaralı ihtarname ile davacının kıdem ihbar tazminatı talep hakkı olmadığı ve bakiye ücret alacaklarının da banka hesabına yatırıldığının bildirildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu ve aynı sektörde başka bir işyerinde iş bularak işyerinden ayrıldığını, işyerinde mesai saatlerinin Cumartesi günleri dışında 09:00-18:00 saatleri arası olduğunu, öğle arası ise 12:00-13:00 saatleri arasında yemek molası olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı vekili yalnızca ihbar tazminatının reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan “Yemin” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.Yasanın 225 nci maddesine göre, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz (6100 sayılı Yasa Md. 226).Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf da yemin teklif edebilir. Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez. Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır (6100 sayılı Yasa Md. 227-228). Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır. Yeminin konusunu oluşturan vakıa, her iki tarafın değil, yalnızca kendisine yemin teklif edilen tarafın şahsından kaynaklanıyorsa yemin iade edilemez Yemin edecek taraf gerçek kişi olup, yeminden evvel ölür veya fiil ehliyetini kaybederse yemin teklif edilmemiş sayılır. Yemin, bizzat tarafa teklif olunur ve tarafça eda yahut iade olunur. Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir (6100 sayılı Yasa Md. 229 ilâ 232).Yasanın 233 üncü maddesi uyarınca, yemin mahkeme huzurunda eda olunur. Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker. Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir. Değinilen madde gereğince yemin, "Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" şeklinde yöneltilir ve yemin teklif edilen kimse tarafından "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." denilmek suretiyle eda edilmiş sayılır. Yasanın 234 ve devamı maddeleri gereğince, okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler, yemin hakkındaki beyanlarını yazıp imzalayarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya dilsizler, işaretlerinden anlayan bir bilirkişi aracılığıyla yemin ederler. Yemin edecek kimse, mahkemeye gelemeyecek kadar hasta veya özürlü ise hâkim, bulunduğu yerde o kimseye yemin ettirir. Bu sırada isterlerse taraf vekilleri ve karşı taraf da hazır bulunabilir. Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 237 ve müteakip maddeleri uyarınca, hâkim, eksik olan noktaları tamamlamak veya açık olmayan hususları aydınlatmak için yeminin konusu ile bağlantılı gördüğü soruları yemin eden kimseye sorabilir. Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder. Yemin eda edildikten sonra, yalan yere yemin nedeniyle açılan ceza davası, esas dava bakımından bekletici sorun yapılamaz. Somut uyuşmazlıkta davalı yemin deliline dayanarak 10.12.2013 havale tarihli dilekçesinde davacıya teklif edilen yemin metnini sunmuştur. Yemin metninin 3 numaralı bendinde davalı işverence işten haksız olarak çıkarıldığı, devamsızlık sebebiyle iş akdinin işverence haklı sebeple feshedildiği hususunun doğru olmadığına yemin etmesi istenmiş, davacı 15.01.2014 tarihli celsede işten haksız olarak çıkarıldığına yemin etmiştir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispat yükü davalıda olup davalı bu yönde yemin deliline dayanmıştır. Davacı da yemini eda etmiş, davalı ispat yükünü yerine getirmemiştir. Bu nedenle iş sözleşmesi davalı tarafından haksız olarak sonlandırılan davacının ihbar tazminatına hak kazanacağı açıktır. Bu nedenle ihbar tazminatı talebinin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.