MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile hafta tatili ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının 29/09/2009 tarihinde davalının yanında pide ve kebap ustası olarak işe başladığını, SGK bildiriminde ise işe girişinin 09/11/2010 tarihinde yapıldığını, SGK bildirimlerinin gerçek ücret üzerinden yapılmadığını öğrendiğini ve iş yerindeki diğer baskılarla da 15/09/2011 tarihinde işten çıkarıldığını, aradan 7 ay gibi bir süre geçtikten sonra davalı iş yerinde davalının ısrarı üzerine yeniden işe başladığını, bu çalışmasının da 15/04/2012-31/10/2014 tarihleri arasında gerçekleştiğini, aylık son net maaşının 2.100,00 TL olduğunu, maaşın kendisine işveren tarafından elden ödendiğini, çalışma şeklinin günlük ve 10.30-22.30 arası olduğunu, hiç yıllık ücretli izin kullanmadığını, son 1 yıldır hafta tatili yapmadığını, resmi tatil günlerinde sadece dini bayramların ilk iki günü izin yaptığını, bunun dışındaki tatil günlerinde sürekli çalıştığını, davalı tarafından bu hususlar için hiçbir ödeme yapılmadığını beyan ederek kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatı, hafta tatili kullanma, fazla mesai, ulusal ve resmi bayram tatil, yıllık ücretli izin alacaklarının fesih tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının iddia ettiği gibi 29/09/2009 tarihinde iş yerinde çalışmaya başlamadığını, işe başlama tarihinin 09/11/2010 olduğunu, davacının SGK primlerinin eksiksiz yatırıldığını, 15/09/2011 tarihinde kendi rızası ile işi bıraktığını, 15/04/2012 tarihinde davacının iş yerine gelerek işe ihtiyacı olduğunu, hiçbir sorun yaşatmayacağını beyan ederek, yeniden işe başladığını, 15/10/2014 tarihinde ise hiçbir sebep göstermeksizin işe gelmeyerek, kendiliğinden işi bıraktığını, davacının asgari ücret aldığını, haftanın 5 günü 8 saat çalıştığını, dini bayramlarda iş yerinin 3 gün kapalı olduğunu, davacının bozuk et satıldığı yönündeki iddialarının ve şikayetin müvekkilini karalamak için yapıldığını ve asılsız olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ile iş yerinde işveren temsilcisi olarak çalışan .. adlı kişi arasında kullanılan et konusunda ihtilaf yaşandığı, tartışma çıktığı, aralarında sürtüşme olduğu, kebaplık etin bozuk olması sebebi ile davacı tarafından kullanılmayarak çöpe atıldığı, bunun üzerine davacının işten çıkarıldığı, feshin haksız olduğu, davacının 70,00 TL'den 26 gün çalışması karşılığı 1.820,00 TL maaş ile çalıştığı, fazla mesai yaptığı, ücretlerin ödenmediği, yıllık izin kullandırılmadığı, tatillerde çalışıldığı, kötüniyetle feshedildiğini kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2. Taraflar arasında iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve işveren feshi ise haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.İş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği iddia edildiğinde, feshin haklı nedene dayandığını veya işçinin kendisinin ayrıldığını işveren kanıtlamak zorundadır. Dosya içeriğine göre davacı iş sözleşmesinin 15.10.2014 tarihinde işveren tarafından feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının bu tarihte işyerinde kullanılan etin yerinde olmaması üzerine davacının bozuk olduğunu iddia ederek tartışma yaşanması üzerine işyerini terk ettiğini ve daha sonra devamsızlık nedeni ile tutanak tutulduğunu, noter kanalı ile işe davet edilmesine rağmen gelmediğini ve 30.10.2015 tarihinde devamsızlık nedeni ile feshedildiğini savunmuş, tutanaklar, noter ihtarını dosyaya sunmuştur. Davacı işçi tartışma üzerine işvereni bozuk gıda satması, kendisini tehdit etmesi nedeni ile C. Savcılığı ile işçilik alacakları yönünden ise İş-Kur Bölge Müdürlüğüne 20.10.2014 tarihinde şikayet etmiştir. ... C. Başsavcılığı’nın davacının şikayeti üzerine hakaret, tehdit ve bozulmuş gıda ticareti suçlarından yapılan 2014/1206 numaralı hazırlık soruşturmasında, hakaret ve tehdit edildiğine dair delil bulunmadığı, işyerinde alınan et numunelerinde de yapılan analiz sonucu gıdanın Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine uygun olduğu gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.Türkiye İş Kurumu ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü ise davacının yaptığı şikayet üzerine 02.12.2014 tarihli raporunda, işverenin çektiği ihtara göre 6 günlük hak düşürücü süreye uymadan iş sözleşmesini feshettiği, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin ücretinin ödenmesi gerektiği tespiti yapılmıştır.Her ne kadar İş Kurumu’nun raporu 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli ise de, iş sözleşmesinin 15.10.2014 tarihinde sona erdiği ve bu tarihten sonra tutulan devamsızlık tutanakları ve devamsızlık nedeni ile feshin sonuca etkisi olmadığından, raporun buna yönelik tespit içermesi nedeni ile bağlayıcılığından söz edilemeyecektir. O halde 15.10.2014 tarihinde iş sözleşmesinin işveren tarafından mı yoksa işçi tarafından mı gerçekleştirildiği incelenmelidir. Hazırlık soruşturması, dinlenen tanık beyanları ile davacının hazırlıktaki beyanı incelendiğinde, lokanta işyerinde kebap için kullanılan etin buzdolabında olmadığı, davacıya sorulması üzerine de kıymayı bozuk olması nedeni ile gizlice çöpe attığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davacı bozuk olduğu ve bu nedenle attığını beyan etmesine rağmen, attığı yeri gösterememiştir. Bu nedenle tartışma yaşandığı sabittir. Tanık anlatımları davacının tartışma üzerine işyerinden kendisinin ayrıldığı ve gelmediği yönündedir. Davacının tehdit ve hakaret edildiği yönündeki şikayetinin sonuçsuz kalması, etin bozuk olduğunu iddia etmesine rağmen, gıdanın yönetmeliğe uygun olduğunun saptanması karşısında, davacının tartışmadan sonra kendisinin ayrıldığı ve işyerini terk ettiği terkin haklı nedene dayanmadığı kabul edilmelidir. İşveren davacının kendisinin ayrıldığını delillerle kanıtlamıştır. Ortada işveren feshi bulunmamaktadır. Bir an için işveren feshi kabul edilse dahi davacının görevi olmadığı halde buzdolabında müşteriler için kebap yapılmasında kullanılan eti buzdolabından alması, çöpe döktüğünü beyan etmesine rağmen gösterememesi işverenin güvenini kötüye kullanma, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranıştır. Bu davranış ise 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II.e maddesi uyarınca işverene haklı fesih hakkı vermektedir. Bu nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminat isteklerinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.3. Dinlenen davacı tanıkları işyerinde kısa süreli işyerinde çalışan kişilerdir. Diğer tanık anlatımlarına göre ise hafta içinde bir gün 24 saat dinlenildiği anlaşılmaktadır. Davacı tüm çalışma süresinde haftada 7 gün çalıştığını kanıtlayamadığından hafta tatil ücreti alacağı talebinin reddi yerine kabulü isabetsizdir. 4. Dava kısmi eda, külli tespit talepli belirsiz alacak davası olup, hüküm altına alınan alacakların dava dilekçesinde istenen kısımlarına dava, artırılan kısımlara ise talep artırım harç tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken tamamına dava tarihinden faiz yürütülmeside hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.11.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi....KARŞI OYİş akdini kimin ne şekilde feshettiği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 15/10/2014 tarihinde davalıya ait işyerinde ızgara ustası olarak çalışan davacı ile davalı işyeri yetkilisi ... arasında davacıya göre bozuk olan kıymanın çöpe atılması, davalıya göre ise sağlam olan kıymanın ne yapıldığı belli olmayacak şekilde ortadan kaldırılması meselesinden tartışma yaşandığı, yine davacıya göre bu tartışma sonrası sözlü olarak işten çıkartıldığı için davalıya göre ise işten çıkartma söz konusu olmadığı halde davacı işçinin iş yerinden ayrıldığı ve bir daha gelmediği anlaşılmaktadır. İş Kanunu'na göre, işçinin, işveren tarafından haksız yere işten çıkartıldığını iddia ettiği durumda, iş akdinin tazminat gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini ispat külfeti işveren tarafına aittir. İşverenin, yaşanan tartışma sonrası işten çıkarma olmadığı halde işçinin işi bırakıp gittiği ve bir daha gelmediği şeklindeki savunmasını destekleyen tek tanık ... olup, bu tanığında davacı işçinin tartıştığı ve olayın tarafı olan ...'in kızkardeşi oluşu karşısında beyanına ihtiyatla yaklaşmak gerekmektedir. Diğer tanıkların ise fesih bakımından görgüye dayalı bilgisi bulunmamaktadır. Olaylar kronolojik olarak incelendiğinde; 15/10/2014 tarihinde, yukarıda açıklanan tartışmanın yaşandığı ve davacı işçinin işyerinden ayrılarak (kovulduğu için mi yoksa kendi insiyatifiyle mi olduğu asıl tartışmanın konusudur) bir daha geri dönmediği, 20/10/2014 tarihinde, davacı işçinin 15/10/2014 tarihinde işyerinde yaşadığı tartışma olayı sonrasında haksız yere işten çıkartıldığı iddiasıyla ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'ne müracaat ettiği, müracaatı nedeniyle yapılan tahkikat sonucunda adı geçen kurum tarafından 02/12/2014 tarihli raporla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığına dair tespitte bulunulduğu, 23/10/2014 tarihinde, davalı işverenin davacı işçiye noter ihtarnamesi gönderip, 16/10/2014 tarihinden beri devamsızlık yaptığından bahisle varsa mazaretini tebliğden itibaren 3 gün içerisinde bildirmesini aksi halde iş akdinin devamsızlık nedeni ile feshedileceğini bildirdiği, bu ihtarnamenin davacı işçiye 18/11/2014 tarihinde tebliğ olunmasına rağmen davalı işverenin bırakın işçinin cevabını, ihtarnamenin tebliğini dahi beklemeksizin 31/10/2014 tarihinde devamsızlık nedeni ile fesih işlemi yaparak davacı işçiyi işten çıkarttığı, bu hali ile işverenin çelişkili davranış içinde olduğu, Davacı işçinin 13/11/2014 tarihinde de, 15/10/2014 tarihinde işyerinde yaşandığını iddia ettiği olaylara ilişkin olarak .. Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunduğu, şikayetin 12/01/2015 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararı verilerek sonuçlandırıldığı, Davacı işçinin işveren tarafından kendisine gönderilen ihtarnameyi aldıktan sonra 20/11/2014 tarihinde karşı ihtarname göndererek 15/10/2014 tarihinde işyerinde yaşanan tartışma sonrası haksız şekilde işten kovulduğu şeklindeki iddiasını tekrar ettiği,Anlaşılmaktadır. Yukarıda detayları ile izah edildiği üzere, davalının işyerini nedensiz yere terk ettiğini iddia ettiği davacıya devamsızlığının nedenini soran ve alacağı cevaba göre tavır takınacağını beyan ettiği ihtarnamesinin bırakın cevabını, tebliğini dahi beklemeksizin gerçekleştirdiği devamsızlığa bağlı fesihle gerçekleştirdiği çelişkili davranış ve işveren iddiasını doğrulayan tek tanığın 15/10/2014 günü işyerinde yaşanan tartışmanın tarafı işveren temsilcisi ...'ın kardeşi oluşu karşısında, iş akdinin tazminat gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispatı külfeti üzerinde olan davalı işverenin bu yükümlülüğünü yerine getirdiğinin söylenebilmesi mümkün görülmemektedir.Diğer taraftan, bir an için işyerinde yaşanan tartışma sonrasında işçinin tamamen kendi insiyatifi ile işi bıraktığı kabul edilse bile bu durumda da o an itibari ile hakettiği halde ödenmemiş ulusal bayram ve genel tatil alacakları ile fazla mesai alacakları bulunan ve bildirimleri SGK'ya gerçek ücret üzerinden iletilmeyen davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağıda daire uygulamasıdır.Açıklanan gerekçe ile davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı şeklinde oluşan sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 21/11/2016...
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
BOŞANMA DAVASINDA DAVALI TAŞINMAZINA İHTİYATİ TEDBİR KONULAMAYACAĞI
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilin 31.01.2013 tarihli karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma veya ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanunu'nun 1
Sosyal medya ortamından elde edilen veriler boşanma davasında tek başına delil olarak kabul edilemez
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Mahkemece; davacı tarafından dosyaya sunulan elektronik ortamdan elde edilen resimler ve elektro
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?