Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20157 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 29074 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, ücret, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, dava hakkında görevsizlik kararı verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davacının davalıya ait işyerinde 1999 yılında çalışmaya başladığını, ancak davalı işverenin girişi 15/01/2013 tarihinde bildirdiğini, davacının davalı yanında çalışmasının 30/04/2015 tarihine kadar devam ettiğini, davacının muhasebeci/idari işler sorumlusu olarak çalıştığını, haklı nedenlerle iş akdine son verdiği halde kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma, ücret, yıllık ücretli izin, genel tatil ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; davacının taleplerini kabul etmek anlamına gelmemek üzere taleplerin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle öncelikle zamanaşımı itirazlarının dikkate alınarak davanın reddinin gerektiğini, davacının davalı şirketin kurucu üyesi olduğunu, davacının şirket yetkilisi olması nedeni ile haftada 1-2 gün ve günde 2-3 saat şirkete uğrayıp akaryakıt istayonunun parasal ve banka işlemleriyle ilgilendiğini, davalı firmanın küçük bir benzin istasyonu olduğunu, davacının şirket yetkilisi olması nedeni ile benzin istasyonunun muhasebesi ile bizzat ilgilendiğini, benzin istasyonunun tüm hesaplarını davacının bizzat tuttuğunu, davalı firmada 2 pompacı ve 2 market çalışanı olmak üzere sadece 4 kişinin çalıştığını, iddia edildiği gibi 08.00-24.00 saatleri arasında çalışma iddiasının davacının şirket yetkilisi olması nedeniyle abesle iştigal olduğunu, davacının tüm banka işlemlerini kendisinin gerçekleştirdiğini, şirketin hesabıdan kendi hesabına 01/04/2015 tarihinde 10000 TL ve 04/05/2015 tarihinde 5000 TL kıdem tazminatı ödemesi olarak bizzat kendisinin aktardığını savunarak, açılan davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, gelen kayıtlarından davacının 2003 yılı ile 2011-2014 tarihleri arasında davalı şirketin ortağı olarak gözüktüğünün anlaşıldığı, böylece mahkemenin davaya bakmakla görevli mahkeme olmadığı gerekçesiyle asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1)Uyuşmazlık limited şirket işyerinde çalışan ve 2000 paydan 100 pay ile şirket ortağı olan davacının, hukuksal konumu itibarıyla, işçilik haklarından yararlanıp yararlanmayacağı konusuna ilişkindir. Bir kimsenin işçi sayılabilmesi için iş sözleşmesi ile çalışması koşuldur. İş sözleşmesinin unsurları ise “zaman” ve “bağımlılık” ve “ücret” unsurlarından ibarettir. Zaman unsurundan amaç; bir kimsenin günlük belirli bir zaman dilimi içerisinde iş gücünü bir işveren emrine tahsis etmesi, bağımlılık unsurundan amaç ise çalışan kişinin işveren emir ve talimatları doğrultusunda çalışmasını sürdürmesidir. Görülen iş karşılığı işverenin belli bir zaman dilimi için ödemiş olduğu bedel ise ücret unsurunu oluşturur. Belirtilen unsurlara göre bir veya birden ziyade işveren emrinde çalışmasını sürdüren kişiler işçi statüsünde kabul edilir.Buna karşın kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlayan kişiler ise işçi statüsünde kabul edilemezler. Bu kişiler herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmayan esnaf ve sanatkarlar, kolektif, komandite ve limited şirket ortakları, anonim şirket kurucu ortakları, yönetim kurulu üyeleri gibi kimselerdir.Somut uyuşmazlıkta, dosyadaki bilgi ve belgelerden; şirketteki 2000 paydan 1900 ünün şirketin diğer ortağı Nesim Çevik'e, 100 ünün ise davacıya ait olduğu ve davacının 11/12/2014 tarihinde bu payını Nesim Çevik'e devrettiği, davacının payının sembolik nitelikte olduğu anlaşıldığından, davacının iş sözleşmesi altında, iş verene bağımlı, onun denetimi altında ve ücret karşılığı çalışmasının baskın olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin varlığı kabul edilmeli ve dosya içeriği değerlendirmeye tabi tutularak dava konusu istekler hakkında bir karar verilmelidir. Yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.2)Kabule göre de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri" başlığı altındaki 331. maddesinin 2. fıkrasındaki "görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder" düzenlemesi uyarınca yetkisizlik ve görevsizlik kararı sonucu verilen red kararları henüz davayı esastan sonuçlandırmadığından davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine de o mahkemece hükmolunmalıdır.Anılan Kanun'un 323/ğ. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretine de görevsizlik kararında ayrıca hükmolunamaz. Mahkemece bu husus gözardı edilerek davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi de hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 15/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.