MAHKEMESİ : ANKARA 18. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2012NUMARASI : 2011/312-2012/371DAVA :Davacı, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiştir. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ve fazla çalışma ücreti taleplerinde bulunmuştur. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Dairemizce bozulan ilk kararda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin bozma ilamında özetle, hizmet akdini haklı nedenle de olsa fesheden tarafın ihbar tazminatı talep edemeyeceğinin gözetilmemesi ve ücret pusulaları ile bordroların bir kısmında davacı için tahakkuk ettirilmiş gazla mesai ücretinin hesaplama dışı bırakılıp bırakılmadığının bilirkişi raporundan anlaşılamamasının hatalı olduğu belirtilmiştir.Yerel mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Taraflar arasında bozmadan sonra, bozma konusu yapılmasa da bütün alacaklar (talepler) hakkında yeniden hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği konusunda uyuşmazlık vardır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10/10/2012 tarih ve 2012/9-851 E – 2012/705 K sayılı kararında özetle, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda verilecek kararlarda, bozma konusu yapılmasa da her bir taleple ilgili olarak yeniden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 01.10.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) kanun yollarına ilişkin eski hükümleri ayrık olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297.maddesine göre; “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenlenmiştir. “Hükmün Yazılması” başlıklı 298.maddesi ise:“(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.(2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.(3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir. (4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”hükmü yer almaktadır. Açıklanan hükümlerin ortaya koyduğu bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denilebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 E.-604 K.sayılı kararında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece HMK'nun 297.maddesi gözetilmeksizin, yazılı şekilde kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacak talepleri hakkında hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda bu çelişkinin başlı başına bozma nedeni olduğu anlaşılmakla, hükmün salt bu nedenle bir kez daha bozulması gerekmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.