Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20085 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26551 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Taraflar arasındaki, kredi zararının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/11/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davalının müvekkili Bankada şube müdürü olarak çalıştığını ve usulsüz krediler kullandırarak müvekkili bankayı zarara uğrattığını iddia etmiş ve kredi zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:Davalı vekili; bankanın kredi borcunu ödemeyen müşteriler için açılan davaya müvekkilini dahil ettiğini, bu nedenle emeklilik ikramiyesi ile banka çalışanlarının mensup olduğu sandık tarafından bağlanan maaşının 1/4'ünün haciz edildiğini, bankacılık mevzuatında şube müdürünün kredi müşterileri yanında parasal sorumluluğu olduğuna dair bir hüküm olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, Asliye Ticaret ve Ağır Ceza Mahkemlerindeki davalar bekletici mesele yapıldıktan sonra, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve davalının usulsüz kredi kullandırması nedeni ile oluşan riskten sorumlu olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık konusu, usulsüz kredi işlemlerinin bulunup bulunmadığı, bu krediler nedeniyle banka zararının oluşup oluşmadığı ve nihayetinde davalının, bu işlemlere katkısı itibari ile sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Hükme esas bilirkişi raporunda davacının kredi kullanımında usulsüzlükler yaparak kanuni takip hesabına intikal eden kredilerin risk bakiyesinden, davalının emekli olarak şubeden ayrıldığı tarihten sonra açıldığı tespit edilen kredilere ait risk bakiyesi isabetli bir biçimde tenzil edilmiş ve yine davacının emekli maaşından yapılan kesintilerinde düşülmesi gerektiği belirtilmiştir.Dosya içeriğinden, davalı banka tarafından kullandırılan krediler nedeniyle belirli bir riskin oluştuğu ve davalının oluşan bu riskten sorumlu olduğu sabittir. Ancak davacı banka tarafından bu risk nedeniyle kredi verilen müşteriler hakkında icra veya iflas takibi yapılıp yapılmadığı, harici tahsilat olup olmadığı ve varsa yapılan takiplerin nasıl sonuçlandığı tam olarak anlaşılamamaktadır.Dava dosyası içerisinde .... İcra Müdürlüğü'nün farklı esas sayılı dosyalarında davacı bankanın kredi verilen bir kısım müşteriler aleyhine icra takibi yoluna gittiği ve sonucunda borç ödemeden aciz vesikaları verildiği görülmekte ise de aciz vesikalarına bağlanan tutarlar ile bu krediler arasında bağlantı olup olmadığı anlaşılamamaktadır.Davalı vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, riske atılan kredi dosyalarının yeterince incelenmediği, kanuni takip hesabına intikal eden kredilere ilişkin olarak kredi borçlularının geri ödemeler yaptıkları ve kredi borçlarının büyük bir kısmının ödendiği, kredi borçluları ile protokoller düzenlenerek borçların tasfiye edildiği savunulmuş ve dilekçenin ekinde protokol ile ek protokollere ve ... Cumhuriyet Başsavcılığının 1999/5815 soruşturma sayılı dosyasına sunulan beyan dilekçelerine yer verilmiştir.Davalı vekilince hükme esas bilirkişi raporuna yapılan bu itirazlar mahkemece dikkate alınmamış ve savunulan hususlara ilişkin olarak herhangi bir araştırma da yapılmamıştır.Bu durumda davalının şubede göreve başlamadan önceki dönemde verilen kredilerden sorumluluğuna gidilebilmesi için davalıya çalışıtığı dönemde bu kredilerin eksiklerinin giderilmesi ve teminatlandırılması yönünde davacı bankanın talimat verip vermediği, herhangi bir idari veya yasal işlem yapıp yapmadığı hususları araştırılmadan zarardan sorumlu tutulması hatalıdır. Ayrıca zarara dönüşen risk miktarının tamamen veya kısmen tahsil edilip edilmediği, davacı Banka ile dava dışı kredi borçluları arasında kredi zararınının protokol ile belli bir miktara bağlanıp, sonlandırılıp sonlandırılmadığının net bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Keza davalının sunduğu protokol ve ek protokollere ilişkin olarak davacı tarafın beyanları da alınarak, ödeme veya anlaşma yolu ile kredi borçlarının kısmen veya tamamen sona erip ermediği dolayısı ile davalının sorumluluğuna hükmedilebilecek bir zararın mevcut olup olmadığı somut bir biçimde tespit edilmelidir.Bu nedenlerle davacı bankadan; davalının çalıştığı dönemdeki usulsüz krediler nedeni ile takibe gidilen kredi borçlarına ait icra takip dosyalarını bildirmesi istenerek, icra takip dosyaları ilgili icra müdürlüklerinden getirtilmeli ve kredi borçluları ile protokol yapılıp yapılmadığı devam eden takipler olup olmadığı, aciz vesikalarına karşılık yapılan işlemler ve tahsil edilen miktarlar bulunup bulunmadığı belirlenmeli sorumlu olduğu risk miktarları ve mahsup hususun araştırılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.350.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,15.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.