MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı asıl davada kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine, birleşen dava ise asgari geçim indirimi alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının davalı firmada çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatları ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı şirkette belirsiz süreli iş akdi ile çalıştığı, daha sonra sözleşmesinin feshedildiği, yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemeleri dikkate alındığında iş akdinin davalı tarafça haksız ve geçersiz nedenlerle feshedildiği ancak kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı, aldırılan bilirkişi raporunda davacının hak ettiği alacak miktarlarının İş hukuku ilkeleri çerçevesinde usulünce ve gerekçeleri de belirtilerek gösterildiği, hesaplama yönteminin mahkememizce de benimsendiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Usul açısından;Anayasanın 138 ve 141 inci maddeleri uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).Dosya içeriğine göre karar, hükmedilen fazla mesai, genel tatil ve asgari geçim indirimi alacakları ile ilgili bir gerekçe içermemekte olup Anayasanın 141 inci maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırı olan gerekçesiz kararın bozulması gerekmiştir.Keza Asgari geçim indirimi alacağının hüküm fıkrasında "AGİ" şeklinde anlamsız ve hukuki olmayan bir biçimde yazılması hatalıdır. 2- Esas açısından;Ödeme olgusu hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile davanın her aşamasında dikkate alınması gerekir. Hükme esas bilirkişi raporunun düzenlenmesinden sonra davalı işveren tarafından dosyaya asgari geçim indirimi ödemelerine ilişkin banka dökümlerinin sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu kayıtlar değerlendirilerek gerekirse ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalıdır.Ayrıca, asgari geçim indirimi ücret ya da ücretin eki niteliğinde olmadığından, bu alacağa yasal faiz yerine en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi de isabetsizdir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.