MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin performans düşüklüğünden dolayı feshedildiğini, 13/12/2013 tarihinde davacıya ....com adresinden mail ile yazılı iş sözleşmesi gönderildiğini, davacının ise yeni iş sözleşmesinin kendisinin aleyhine olduğu gerekçesiyle imzalamayacağını beyan ettiğini, 25/12/2013 tarihinde davalı şirket yetkilileri tarafından mail yoluyla 25/12/2013 mesai bitimine kadar davacıdan iki adet savunma vermesi istendiğini, 02/01/2014 tarihinde davacının davalı işyerine gittiğini ve şirket yetkilisi tarafından iş sözleşmesine son verildiğinin beyan edildiğini, bizden hiçbir hakkını alamazsın denilerek psikolojik baskı yapıldığını ve ihbarname imzalatıldığını, bu belgeyi istemeyerek imzaladığını, davacının iş sözleşmesinin davalı işverenlikçe geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının, davalı şirkette 20/11/2012 tarihinden 31/12/2013 tarihine kadar teknik ve eğitim sorumlusu olarak çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin 31/12/2013 tarihinde feshedildiğini, davacının ise davayı 04/02/2014 tarihinde açtığını, davacının iş sözleşmesinin performans sebebiyle feshedildiğini, davacıya fesih bildiriminin 30/11/2013 tarihinde yapıldığını, fesih bildirimi üzerine davacı tarafından davanın süresi içinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacıya iş sözleşmesinin 30/12/2013 tarihi itibariyle feshedileceğinin 30/11/2013 tarihinde davalı işverenlikçe yazılı olarak bildirildiği, davacının iş akdinin feshedileceğinin tebliğ edildiği 30/11/2013 tarihinden itibaren 1 aylık yasal dava açma süresi içinde işe iade davasını açmadığı, yine davacının bu belgenin kendisine baskı ile imzalatıldığı ve özgür iradesi ürünü olmadığını da usulüne uygun ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir. İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız). İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar. İşçi tebliğin düzenleme tarihi dışında başka tarihte tebliğ edildiğini iddia ettiğinde, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. Maddesi uyarınca davanın Fesih bildirim tarihine göre bir aylık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının mahkemece resen araştırılması gerekir. Zira hak düşürücü süre kamu düzenindendir ve mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekir. Diğer taraftan belgenin düzenleme tarihi değil, tebliğ tarihi önem kazanır.Dosya içeriğine göre davalı işveren, davacının iş sözleşmesinin 31.12.2013 tarihinde feshedileceğini bildirir fesih bildiriminin 30.11.2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini savunmuştur. Ancak, dosya içeriğinden 13.12.2013 tarihinde davacıya yeni iş sözleşmesi gönderildiği ve imzalamasının istendiği, davacının bu sözleşmeyi aleyhine değişiklikler olması nedeni ile imzalamadığı ve bunun üzerine 25.12.2013 tarihinde davacıdan savunma alındığı sabittir. Bir yandan 31.12.2013 tarihinde iş sözleşmesinin feshedileceğinin bildirilmesi, bir yandan da davacıdan yeni iş sözleşmesini imzalamasının istenmesi ve imzalamaması üzerine davacının savunmasının alınması çelişkidir. Yine davacı tanığının beyanından davacının 2 Ocak tarihinde işte bulunduğu sırada muhasebeye çağrılarak iş sözleşmesinin feshedildiğini öğrendiği anlaşılmaktadır. Davacı da davasını 30.01.2014 havale tarihli dava dilekçesi ile iş bu davayı açmıştır. Tüm bu sebeplerle davacının fesih bildirimini 30.11.2013 tarihinde tebliğ aldığının ve buna göre davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Davacı davasını 1 aylık hak düşürücü sürede açmıştır. Mahkemece işin esasına girilip, fesih nedeni üzerinde durulup, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile karar verilmesi hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.