MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde şoför olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin 23/03/2015 tarihinde noter ihtarnamesi ile davacının trafik kazası yaptığı ve bu kazada şirkete ait 3 adet makinenin kullanılmaz halde olduğunun tespit edildiğini, söz konusu hasarın gerekli yükleme ve taşıma kurallarına uymadan, makinenin özenli bir şekilde istiflenmesinden, makinelerde kullanılamaz boyutta hasar oluşacak şekilde özensiz araç kullandığından bahsedildiğini, davalının beyanlarının gerçeklikten uzak ve mesnetsiz olduğunu, yapılan fesih işleminin geçersiz olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, taşınan yükün istiflenmesi işlemlerinde de müvekkilinin hiçbir kusur ve yükümlülüğü bulunmadığını, kazanın oluşumunda da müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, davalı şirketin bu yöndeki iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin şoför olarak çalıştığını, yüklerin istiflenmesi hususunda herhangi bir görev tanımının bulunmadığını, yüklerin elektronik aksamlı makineler olması nedeniyle bu makinelerin yüklenmesi, istiflenmesi, sabitlenmesi ve indirilmesi işlemlerinin tamamının teknik ekip tarafından yapıldığını, kazanın boyutunun çok küçük olduğunu ileri sürerek, feshin geçersizliğinin tespitini, müvekkilin işe iadesini ve yasal sonuçlarına hükmedilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, işe iade talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının 01/08/2014 tarihinden iş sözleşmesinin fesih edildiği 20/03/2015 tarihine kadar lojistik müdürlüğüne bağlı şoför olarak çalıştığını, 14/03/2015 tarihinde kullanmakta olduğu kamyon ile dikkatsiz ve özensiz kullanım neticesinde trafik kazası yaptığını, meydana gelen trafik kazası neticesinde araç içerisinde taşıması yapılan müvekkili şirkete ait 3 adet ... marka makinenin kullanılmaz halde olduğunun tespit edildiğini, olayla ilgili davacının savunmasının alındığını, savunmanın yeterli görülmediğini, meydana gelen hasarın, gerekli yükleme ve taşıma kurallarına uymadığından, makinelerin özenli bir şekilde davacının sorumluluğunda olan kamyona yüklenmemesinden kaynaklandığını, makinelerde kullanılamaz boyutta hasar meydana geldiğini, davacını yazılı savunmasının yeterli görülmediğini ve iş sözleşmesinin 20/03/2015 tarihi itibariyle İş Kanunu’nun 25/II-ı maddesi hükmü uyarınca 20/03/2015 tarihi itibariyle haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak makineleri araca yükleme görevinin bakım onarım birimine ait olduğu, zira taşınan makinelerin özel ve teknik bilgiyi gerektiren makineler olduğu, davacının daha ciddi belki de bedensel zararlara uğramamak için fren yaptığı ve bunun neticesinde kazanın oluştuğu, istiflemede bir hata varsa bunun tek sorumlusunun davacı olmaması gerektiği, davalı işverenin sadece davacının iş akdini sona erdirerek eşit işlem borcuna aykırı davrandığı, neticede davalı işveren tarafından gerçekleştirilen feshin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle, davacının işe iadesine, 5 aylık brüt işe başlatmama tazminatına ve en çok 4 aya kadar boşta geçen süre ücretine hak kazandığına dair davanın kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır (Yargıtay 9.HD. 281.2010 gün, 2008/14825 E, 2010/1448 K.). Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 26.1.2010 gün, 2009/25906 E, 2010/1326 K). Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında Yasada herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır. Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir. Ancak, ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde, gerçek ücretin bu ödemelerin toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur. Örneğin uygulamada uluslararası yük taşıyan tır şoförleri asgarî ücret ve sefer pirimi karşılığı çalışmaktadır. Sefer pirimi olarak adlandırılan kısım da dar anlamda ücrettir. Bu durumda maddenin uygulanması anlamında otuz günlük ücret, tır şoförleri yönünden her iki ödemenin toplamına göre belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 24.11.2008 gün 2007/32361 E, 2008/32028 K.).Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.4857 sayılı İş Kanununun 26 ncı maddesi yönünden bir yıllık hak düşürücü süre, zarara neden olan olayın oluşumu tarihinden itibaren başlar. Ancak altı işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından, bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.Somut uyuşmazlıkta, mahkemece yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre deliller toplanıp meydana gelen zararın miktarı ve davacının varsa olaydaki kusur oranı aralarında hukukçu, trafik ve iş güvenliği konusunda uzman bilirkişilerin de bulunduğu heyetle gerekirse keşif yapılıp tespit edilerek, davacının 30 günlük ücretiyle ödeyemeyeceği bir zarara sebebiyet verip, vermediği araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile feshin haklı veya geçerli bir nedene dayanmadığının kabul edilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.