MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile bakiye dönem ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı; 06.08.2012 tarihinde davalı işyerinde “...” ’nin ... şubesinde fizik öğretmeni olarak 2012- 2013 eğitim-öğretim yılında 06.08.2012 - 23.06.2012 tarihlerinde 2.100,00 TL. ücret karşılığında görev yapmak üzere anlaştıklarını, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi bitmeden 01.06.2012 tarihinde 2013 - 2014 eğitim - öğretim yılına ilişkin 01.08.2013 - 01.07.2014 tarihlerinde aylık 2.400.00 TL. ücret karşılığında çalışmak üzere anlaşıldığını, taraflar arasında yapılan 2013 - 2014 iş sözleşmesini bir suretini vermekten davalı tarafın imtina ettiğini, ücretinin bir kısmının elden diğer kısmının bankaya yatırıldığını, 2012 -2013 eğitim öğretim dönemi içerisinde, Salı, Çarşamba, Perşembe günleri 09.00 - 19.00 arasında, cumartesi - Pazar günleri 08.30 - 19.00 arasında Cuma günü öğleden sonra çalışmış olduğunu, 14.11.2013 tarihinde dershane kurucusu ...’nin davacıya gelerek görevine son vermiş olduğunu, kendisinin istifa etmesi için ısrarlı tavırların izlenmiş olduğunu,davalı tarafça davacıya karşı yıldırma politikasının izlendiğini, davacı işyerine gittiğinde davalı işyerinin güvenlik görevlileri tarafından işyerine alınmadığını, davalı işveren, davacıya ...Noterliği 25.11.2013 tarih ve 33317 yevmiye numarası ile 15.11.2013 - 19.11.2013 tarihlerinde mazeretsiz olarak işe gelmediği iddia edilerek ihtarname ile haklı neden olmaksızın hizmet sözleşmesinin feshetmiş olduğunu iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bakiye süre ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı; davacının fizik öğretmeni olarak çalıştığını, şirket yönetici ve mesai arkadaşlarına karşı hakaret edici davranışlarda bulunduğunu, davacının istifa edeceği beyanı dikkate alınarak ve dershanedeki fizik derslerinin boş geçmemesi için yeni fizik öğretmeni alındığını, davalı işyerinin diğer şubesinde ihtiyaç üzerine davacının başka bir şubeye gönderilmek istendiğini, davacının 15-16-17-18/11/2013 tarihlerinde mazeretsiz ve izinsiz olarak işyerine gelmediğini, davalı tarafından devamsızlık tutanaklarının tutulduğunu, davacı ile davalı taraf arasında yapılan iş sözleşmesinin ...’ ne bildirildiğini, davacının da bu durumdan haberdar olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasındaki hizmet akdinin niteliği ve buna göre davacı işçinin bakiye süreye ait ücrete hak kazanıp kazanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadırBelirtmek gerekirki eğitim ve öğretimin süreklilik arzetmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. Maddesinde belirli süreli iş sözleşmesinin gerek ilk kurulmasında ve gerekse yenilenmesinde esaslı unsur aranması karşısında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na göre çalışan yöneticiler ile öğretmenlerin, kısaca eğitim personelinin sözleşmelerinin belirli veya asgari süreli olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira bir eğitim personeli bu kapsamda eğitim faaliyeti devam ettiği sürece çalıştırılmakta ve emekli olsa da iş sözleşmesi devam etmektedir. Bu çalışma 10 yılı aşan bir süreyi de kapsamaktadır. Gerçekten eğitim personeli ile ilgili yazılı sözleşme yapılması hükmü değerlendirildiğinde bu sözleşmenin belirli süreli olmaktan çok asgari süreli iş sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerekir. Zira kanunun 9. maddesine göre “Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile özel öğretim kurumunu temsil eden kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli (Eğitim ve Öğretim yılı) olmak üzere yönetmelikteki esaslara göre yazılı olarak yapılmalıdır”. Buradaki en az bir takvim yılı ibaresinden açıkça bir asgari süre öngörüldüğü açıktır. Eğitim ve öğretim devam eden bir faaliyet olduğuna göre asgari süre iki yılda, üç yılda olabilir. O halde eğitim personeli ile yapılan sözleşmenin yasadan kaynaklanan asgari süreli iş sözleşmesi olduğunun kabulü gerekir. 5580 sayılı Özel Öğretim Kanunu’ndan önce yürürlükte olan 625 sayılı kanunun 32/son maddesindeki hüküm olan “Süresi öğretim yılı içinde sona eren sözleşmeler öğretim yılı sonuna kadar kendiliğinden yenilenmiş sayılır” hükmü 5580 sayılı kanununda yer almamıştır. Bu hüküm 5580 sayılı yasa döneminde eğitim elemanı ile yapılacak iş sözleşmesinin asgari süreli olduğunu ve ilk asgari süreli sözleşme düzenlenmesinden sonra, yeniden yapılmasının belirli süreli sayılmasını gerektirmediği gibi tekrar asgari sürenin kabul edilmediğini göstermektedir. Asgari süreli sözleşmeler, tarafların bildirimli fesih haklarını asgari bir süre için ortadan kaldırdıkları belirsiz süreli sözleşmelerdir. Tarafların öngördükleri asgari sürenin bitimi ile sözleşme kendiliğinden sona ermemekte, sözleşme belirsiz süreli olarak devam etmektedir. Bu özelliği nedeniyle asgari süreli sözleşmeler belirli süreli olarak kabul edilmemektedir. Belirsiz süreli olarak kabul edilmelerinin nedeni tarafların sözleşmenin sona erme zamanını belirlememiş olmalarıdır. Belirsiz süreli kabul edildikleri için asgari süreli sözleşmenin işveren tarafından sona erdirilmesi halinde işçi şartları varsa iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir(MOLLAMAHMUTOĞLU, H; İş Hukuku, 3.Bası, Ankara, 2008, s.318). 5580 sayılı yasa kapsamındaki eğitim personeli için en az bir takvim yılı için yazılı sözleşme imzalanmaktadır. Eğitim yılı devam ettiğinde eğitim personeli ile yasadan kaynaklanan yeni bir asgari süreli sözleşme imzalanmaktadır. Eğitim ve öğretim devam ederken, takvim yılı içinde ayrılan öğretmen yerine kalan süre için belirli süreli iş sözleşme yapılması olanağı vardır. Bu bir objektif neden kabul edilebilir. Ancak eğitim ve öğretim başına asgari süreli sözleşme yapıldıktan sonra eğitim ve öğretim devam ettiği için belirli süreli iş sözleşmesi yapılması için esaslı ve yenilenmesi içinde objektif neden olmadığı sürece eğitim personeli ile yapılan ilk sözleşmenin asgari süreli olarak kabulü gerekirSomut uyuşmazlıkta; fizik öğretmeni olan davacı işçinin, davalı işyerinde 06.08.2012-01.07.2014 tarihleri arasında yenilenen 1 yıl süreli sözleşmeler ile çalıştığı sabittir. Buna göre ilk sözleşme asgari süreli olup, sonradan imzalanan sözleşme iş sözleşmesini belirli hale getirmeyecektir. Taraflar arasında iş sözleşmesi belirsiz süreli hale gelmiştir.Somut bu maddi ve hukuki olgulara göre davacı belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından bakiye süre ücretine hak kazanamaz. Davacının bakiye süre ücret alacağının reddi gerekirken, kabulü hatalıdır. 3-Davacının hizmet akdinin 14/11/2013 tarihinde sona ermesine ve davacının da bu tarihe göre talepte bulunmasına rağmen hesaba esas kıdem süresinin 16/12/2013 tarihine göre belirlenmesi ve buna göre fazla hesaplama yapılması ve davacının alacaklarının bu tarihe göre hesaplanıp hüküm altına alınması, HMK.nın 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.