MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücreti, nema alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, davacının 02/01/1986-25/05/2005 tarihleri arasında davalı işverenlik nezdinde çalıştığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve nema alacaklarını istemiştir. B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının hizmet süresi açısından SGK kayıtlarının esas alınması gerektiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. C)Yerel Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Dairemizin 2010/27410 Esas sayılı bozma ilâmına uyulduğu belirtilerek, davacının üç dönem halinde ilki 02/01/1986-28/02/1987 tarihleri arasında, ikincisi 07/09/1988-30/04/2003 tarihleri arasında, üçüncüsü de 01/01/2004-15/05/2005 tarihleri arasında çalıştığı, nema alacağı talebinin tefrik edildiği, sair taleplerin ise sübut bulduğu gerekçesi ile nema alacağı haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir. D)Temyiz: Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. E)Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Çalışma olgusunu işçi kanıtlamak zorundadır. İşe giriş bildirgesi, SGK kayıtları, işyeri ve şahsi sicil dosyasındaki deliller, işçinin banka hesabına yapılan ödemeleri gösteren kayıtlar işe giriş ve çalışma süreleri bakımından önemli delillerdir.Somut olayda, Dairemizin 2010/27410 Esas sayılı bozma ilâmında, varsa davacının hizmet tespiti davasının sonucunun beklenmesi ve belirlenen hizmet süresine göre hüküm kurulması gerektiği açıklanmıştır. Mahkeme tarafından Dairemizin bozma ilâmına uyulduğu açıklanmakla birlikte, hizmet tespit davası ile belirlenen hizmet süresine riayet edilmediği görülmektedir. Şöyle ki;Davacı, hizmet tespit davasında da eldeki dosyada olduğu gibi 02/01/1986-25/05/2005 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını ileri sürmüştür. Hizmet tespiti davasında Mahkeme tarafından, davacının ileri sürdüğü tarih aralığında hizmet döküm cetvelinde eksik prim ödemesi görünen günlerin tamamını kapsayacak şekilde karar verilmemiş, hizmet tespiti kararında, açıkça, davacının 2004-2005 yılları arasındaki eksik gün bildirimi yönündeki iddiasını ispatlayamadığından buna yönelik talebin reddedildiği de belirtilmiştir. Bu durumda, eldeki dosyada davacının hizmet süresinin, Dairemizin 2010/27410 Esas sayılı bozma ilâmına uygun saptandığının kabulü mümkün değildir.Mahkeme tarafından yapılacak iş, hizmet döküm cetvelinde görünen ödenen prim gün sayısına ve hizmet tespiti davasına göre davacının davalı işverenlik nezdinde çalıştığı ispatlanan süreleri hizmet süresi olarak esas almaktır. Hizmet dökümünde eksik prim ödemesi görünüp de hizmet tespiti davasında çalıştığına karar verilmeyen dönemler ile hizmet tespit davasında açıkça reddedilen dönemler hizmet süresine dahil edilmemelidir. Ayrıca, davacının askerlik hizmetinde geçtiği sabit olan süreler de, hükme dayanak bilirkişi raporunda olduğu üzere, dışlanmalıdır.F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.