Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18816 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34253 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı, davalı işyerinde 9 sene çalıştığını, fakat işyerinin durumu iyi olmadığından dolayı kendi isteği ile ayrıldığını, fakat çalıştığım müddet içinde kendisine davalının hiçbir sosyal hakkını vermediği gibi son aylığını da vermediğini, davalıdan alması gereken kıdem tazminatı ve sair bir kısım işçilik alacaklarını hiç almadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının kendi isteği ile ayrıldığını, bunu dava dilekçesinde de belirttiğini, ibraname verdiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, tanıkların dinlendiğini, davacı tarafından ....İş Mahkemesinin 2002/406 esas sayılı dosyası ile ... ve davalıya karşı hizmet tespiti istemi ile dava açıldığı, o dosyanın bekletici mesele yapıldığı, aynı dönemde dosya işlemden çekilmiş ise de, sonrasında yeniden duruşma günü verilerek işleme alındığı, dava dilekçesi müphem olduğundan bahisle davacı vekilinden dilekçesine açıklık getirmesi istenildiği, bu nedenle davacı bu konuda 11/10/2013 tarihli dilekçesini sunduğu, yeminli tanık anlatımları, sunulan-celp edilen kayıtlar, hesap bilirkişisi raporları ve tüm dosya içeriğide dikkate alındığında davacının kendi istemi ile işten ayrıldığının kabulü gerektiği, özellikle 30/05/2016 tarihli son ek rapor ve dava dilekçesinde belirtilen ücret alacağı, fazla mesai alacağı, genel tatil ve yıllık izin alacaklarına hak kazandığı, diğer kısmın zaman aşımına uğradıkları, bu alacaklarının ödendiğinin davalı tarafınca ispatı gerekip, davalı tarafın bu ispat yükümünü yerine getiremediği, davacının kendi istemi ile işten ayrıldığı kabul edildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin, ayrıca ispat edilemediğinden hafta tatili alacağı istemlerinin ise ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesi ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve hafta tatili ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1-Davalı vekilinin temyi talebi açısından;5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir. İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir. Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir. Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar brüt 1.348,01 TL. olup, karar tarihi itibariyle 2190 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.nun 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,2-Davacı vekilinin temyiz talebi açısından;A-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. B-)Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde “bu işyerinde 9 sene çalıştım, fakat işyerinin durumu iyi olmadığından dolayı isteğim üzerine ayrıldım. Fakat çalıştığım müddet içinde bana bu işyeri hiçbir sosyal hakkımı vermediği gibi son aylığımı da vermemiştir . Benim davalıdan almam gereken kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti hiç almamışımdır. Almadığıma rağmen kendisinden tazminatımı istediğimde ben veremem demesi üzerine iş bu davayı açıyorum” yönünde beyanda bulunulmuştur. Davacı , hizmet tespit davası dosyası kapsamındaki bir dilekçesinde ise “işyerinden bana zorla imza attırıp ve artı maaşımı da vermediler ve beni zorla işten çıkardılar” yönünde beyanda bulunmuştur.Davalı, polis ifadesinde, ”kendisi dilekçe vererek işten ayrıldı, ayrılırken tazminatını verdim, belge imzaladı” yönünde beyanda bulunmuştur, bununla beraber dosyada kıdem tazminatı ödendiğine ilişkin belge yoktur. Dosya kapsamındaki matbu ibranamede, “11/3/1996-29/6/2002 tarihleri arasında çalışarak işten ayrıldım. Çalıştığım süre ile ilgili normal ücret, diğer hak ve alacaklarımı aldım” yönünde beyanda bulunulmuş ise de bu ibraname, hüküm altına alınan fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti kalemlerini açıkça belirterek kapsamaktadır.Davacı tanığı NURALİ: 2003 yılında verdiği beyanında “davacı ordan ayrıldı” yönünde beyanda bulunmuş, 2014 yılındaki beyanında ise “davacı sigortaya bildirim yapılmaması, primlerinin ödenmemesi nedeni ile işten ayrıldı” yönünde beyanda bulunmuştur. Bir kısım tanık beyanı da davacının kendisinin işten ayrıldığı yönündedir.Dosya kapsamındaki davacı beyanlarında ve tanık beyanlarında davacının işten ayrıldığı yönünde ifadeler bulunmakla beraber, davacının dava dilekçesindeki ifadeleri işçilk alacaklarının ödenmemesi nedeni ile işten ayrıldığını göstermektedir. Nitekim davacının fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır.Netice itibari ile davacının iş akdini bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi sonucu haklı nedenle feshettiği, bu nedenle kıdem tazminatı talebinin kabulü gerektiği anlaşılmaktadır.Haklı dahi olsa iş aktini fesheden taraf ihbar tazminatına hak kazanamayacağından Mahkeme tarafından ihbar tazminatı talebinin reddi sonuç itibari ile yerinde ise de davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine reddi hatalıdır.F)Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 31/10/2016 tarihinde oybirliği ile kabul edildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Malların teslimi usulen kanıtlanmadan faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı olması tek başına malın teslim edildiğinin kanıtı olarak kabul edilemez. Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vek Avukatın takip kesinleştiği halde alacağın tahsili için gereken diğer işlemleri yapmaması görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suç tarihinde Ankara Barosuna bağlı avukat olarak çalışan sanığın, 13/10/2008 tarihli vekaletname ile katılanın K.. ve T.. Köyü tüzel kişiliklerinden olan alacağının tahsili amacıyla vekilliğini üstlendiği, Po Tecdit (yenileme) nedir? Borcun senetlerle ödeneceğine ilişkin protokol yenileme sözleşmesi midir? Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?