Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18814 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4832 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, kıdem tazminatının reddine, ücret alacağının ise konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, müvekkilinin ücretinin 1.036,00 TL kısmının bankaya yattığını, yemek ücretinin yemek kartı şeklinde verildiğini, kalan maaşının da elden ödendiğini, öğretmen olmasına rağmen davalı tarafından elde edilen öğrenci velilerini telefonla arayarak dersaneyi tanıtmak ve öğrenci kazandırmak işi ile görevlendirildiğini, yani davalının davacıya adeta bir pazarlama elemanı olarak yaklaştığını, derslerin yanında telefon ile müşteri kazandırma işi yaptırıldığını, toplantılarda davalının davacıya hedef koyduğunu, “her ay en az 3-4 müşteri getirmezsen mayıs ayını göremezsin” dendiğini, her akşam çıkış saatlerinin sebep gösterilmeden yarım – bir saat aksatıldığını, ama normal mesaiden çıkarmışçasına kart bastırıldığını, bunlar neticesinde davacının psikolojik sorun yaşadığını, her gün uygulanan mobbinge dayanamadığını, strese dayalı doktor raporu aldığını, son ayda ise yöneticisi tarafından her gün “istifa yaz” baskılarına maruz kaldığını, aldığı ücret üzerinden sigorta primlerinin yatırılmadığını, dolayısı ile davacının iş aktini haklı feshettiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve ücret alacaklarını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının öğretmen formasyonu bulunmadığını, fizik uzman öğreticisi olduğunu, fazla mesaiye ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, 20 saate kadar derse girdiğini, şubede kayıt işlemi yapanların zaten bulunduğunu; onların görev tanımlamasının “eğitim danışmanı” olduğunu, davacının zaten kayıt yapma gibi bir görev tanımlaması olmadığından iyi kayıt yapamadığından bahisle davacıya baskı ve zorlama yapılmasının söz konusu olmadığını, imzalı bordrolardaki ücret geçerli olup ücretin dışında performans ücreti adı altında bir ödeme yapılmadığını, hastalanmasının işe bağlı olduğu iddiasının kurgusal olduğunu, iddia ettiği çalışma koşullarının gerçek olmadığını, davacının istifa ederek ayrılmak istediğini ama tazminatlarını almak istediğini söylediğini, hatta davalının genel müdürü durumu belirten ve taleplerini içeren yazılı belge istediğinde davacının talebinin haksız olduğunu bildiği için yazılı belge vermeyerek bu davayı açtığını, davacının 28/06/2013 tarihinde istifa ederek ayrılmak istediğini belirttiğini, ama iyiniyetle 30/06/2013 tarihine dek davacıya 3 gün süre tanıyarak işleme aldıklarını, iş aktinin davacı tarafından haksız feshedildiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek 08/10/209-28/06/2013 tarihleri arasında 3 yıl 8 ay 20 gün kıdem ve hizmet süresinin olduğu, son ücretinin aylık net 1.425,00 TL olduğu, 30/06/2013 tarihli işten ayrılış bildirgesinde davacının işten ayrılış kodunun (03) belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi - istifa olarak belirtildiği, davacı tanıklarının, davacının ayrılış şekli konusunda beyanda bulunmadıkları, davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamede özetle, davacının işten ayrılmak istediği, 28/06/2013 tarihinden itibaren işe gelmediği, 30/06/2013 tarihi itibariyle davacının istifasının değerlendirilmeye alındığının belirtildiği, dosyada söz konusu ihtarnameye davacı tarafından yanıt verildiğine ilişkin bir belge görülmediği, davacının iş akdinin sonlanış şekli hususunda yukarıda belirtilen gerekçeler dikkate alınmak suretiyle davacının iş akdini istifa suretiyle sonlandırdığı ve istifa sonucu işten ayrılmanın kıdem tazminatına hak kazandırmayacağı gözetilerek kıdem tazminatına yönelik istemin reddedildiği, 15/04/2014 tarihli duruşmada davacı asıl ile davacı vekili ve davalı vekili dava konusu edilen 27 günlük Haziran 2013 ayına ait ücretin dava açıldıktan sonra yatırıldığını ve bu hususta mutabık olduklarını söyledikleri gözetilerek söz konusu istem yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin reddine, ücret alacağı talebi hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut uyuşmazlıkta, Mahkeme kararının gerekçesinde davacının ücreti net 1.425,00 TL olarak tespit edilmiştir. Davacının ... primleri ise en son 1175 TL üzerinden bildirilmiştir. Dava dilekçesinde ... primlerinin gerçek ücreti üzerinden yatırılmaması da davacının haklı feshi gerekçeleri arasında sayılmıştır. Bu nedenle iş aktinin davacı tarafından haklı feshedildiği kabul edilerek kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddi hatalıdır. Davacı lehine bilirkişi raporundaki hesaplama Mahkeme tarafından denetime tabi tutularak kıdem tazminatı hüküm altına alınmalıdır.F)Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 31/10/2016 tarihinde oybirliği ile kabul edildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi? Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller Kararı VerenYargıtay Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi : ANKARA 6. Ağır CezaGünü : 05.06.2007 Sayısı : 264-181 Davacı : K.H.Sanık : Orhan Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?