MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; müvekkilinin, iş akdinin 01.10.2013 tarihinde haklı veya geçerli bir neden olmaksızın davalı işverence feshedildiğini ancak müvekkilinin iş akdinin feshedildiğini 21.10.2013 tarihinde öğrendiğini, iş akdinin feshedildiği gün müvekkilinin raporlu olduğunu, baskı altında ikale sözleşmesinin imzalatıldığını, ayrıca ikale sözleşmesindeki düzenleme tarihinin gerçeği yansıtmadığını, müvekkiline ikale sözleşmesi imzalatılmadan önce fesih bildirimi imzalatılmaya çalışıldığını ileri sürerek; feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; işe iade davasının yasal süre içerisinde açılmadığını, iş akdinin ikale ile son bulduğunu ve ikale sözleşmesinin 27.09.2013 tarihinde imzalandığını, makul yararın sağlandığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının 01.10.2013 tarihinde raporlu olduğuna dair belge ibraz etmediği, 27.09.2013 düzenleme tarihli ikale sözleşmesindeki imzaya da itirazının bulunmadığı, işe iade davasının ise 1 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 30.10.2013 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar süresinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir. İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, davanın 1 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, ikale sözleşmesinin, sözleşmedeki düzenleme tarihinden daha sonraki bir tarihte baskı ile imzalatıldığını, davalının ikale sözleşmesinin yanı sıra fesih bildirimi de imzalatmaya çalıştığını ve iş akdinin feshedildiği 21.10.2013 tarihinde öğrenildiğini ileri sürmüş ve bir takım belgeler ibraz etmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere kanun koyucunun işe iade davalarının açılmasında öngördüğü 1 aylık süre, hak düşürücü süre olup; resen dikkate alınmalı ve araştırılmalıdır. Davacı tarafça rapora itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususlar ve dilekçe ekinde yer alan belgeler bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma ile davanın süresinde açılmadığının kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Mahkemece, bu hususta tarafların ileri süreceği delillerle de yetinilmemeli ve re'sen araştırma ilkesi çerçevesinde gerekli araştırma yapılarak, davanın yasada öngörülen 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı somut bir biçimde ortaya konulmalıdır. Dava süresinde ise iş sözleşmesinin ne şekilde sona erdiği, işveren feshi ise geçerli nedene dayanıp dayanmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.