Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18741 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9804 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin, 01/11/2005-17/08/2014 tarihleri arasında davalı şirketin ... şubesinde operasyon müdür yardımcısı olarak çalıştığını, iş akdinin verim düşüklüğü, işin beklenilen kalitenin altında ve eksik olarak yapıldığı iddiası ile feshedildiğini, savunmasının alınmadığını, performans nedeni ile işten çıkarabilmek için gerekli performans ölçümü ve yöntemlerinin belirlenmediğini ileri sürerek; feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:Davalı vekili; öncelikle işe iade davasının yasal süresi içerisinde açılmadığını ve bu nedenle esasa girilmeksizin davanın reddedilmesi geretiğini; işin esası yönünden ise iş akdinin performans düşüklüğü nedeniyle geçerli nedene dayalı olarak feshedildiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, fesih bildiriminin davacıya 03/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihe göre davanın yasanın öngördüğü 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Karar süresinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir. İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız). İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.Dosya içerisinde yer alan 03/06/2014 düzenleme tarihli fesih bildiriminde, davacının gösterdiği düşük performans nedeni ile 17/08/2014 tarihinde iş akdinin sona ereceği belirtilmiştir. Fesih bildiriminde davacı imzası bulunmakla birlikte imza tarihi yer almamaktadır. Davacı, dosyaya sunulan 17/08/2014 tarihli sulh ve ibra anlaşması ile aynı tarihte fesih bildiriminin imzalatıldığını ileri sürmüştür. Davacı vekilince temyiz dilekçesinde, fesih bildiriminin 17/08/2014 tarihinde imzalatıldığına dair bir takım fotoğraflar sunulmuş ve bu konuda tanıklarının bulunduğu belirtilmiştir. Feshe ilşkin belgenin düzenleme tarihi kural olarak fesih bildiriminin yapıldığı tarih olarak kabul edilemez. Önemli olan düzenleme tarihi değil, belgenin işçiye tebliğ edildiği tarihtir. İşçinin kayıtlardaki fesih bildirim tarihi ile gerçek fesih bildirim tarihinin farklı olduğunu, davanın süresinde açıldığını iddia etmesi durumunda, bu iddiası ile ilgili delilleri toplanmalı, gerçek fesih bildirim tarihi araştırılmalı, özellikle hak düşürücü sürenin bertaraf edilip edilmediğine dikkat edilmelidir. Yukarıda belirtildiği üzere, yasa koyucu işe iade davalarının açılabilmesi için 1 aylık süre öngörmüş olup, bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan resen dikkate alınmalı ve araştırılmalıdır. Bu nedenlerle, davacının tanıkları dinlenerek dosyadaki diğer bilgi ve belgelerle bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra davanın süresinde açılıp açılmadığı somut bir biçimde belirlenmelidir.Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.