MAHKEMESİ : SAKARYA İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 28/02/2012NUMARASI : 2011/53-2012/165DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A)Davacı vekili, davacının iş akdinin sebepsiz ve haksız feshedildiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının, işini düzgün yapması şeklinde uyarılması üzerine kendisini uyaran bölüm şefi yardımcısı ve amirine, küfür edip dışarıda görüşürüz diyerek tehdit ettiğini, bunun üzerine şahitler huzurunda tutanak tutulduğunu, davacının savunmasının alındığını, davacının savunmasında küfür ettiğini ve dışarıda görüşürüz dediğini kabul ederek altını imzaladığını, 3/10/2008 tarihinde izin almadan ve mazeret bildirmeden işe gelmediğini, 5/10/2010 tarihinde ihtar verildiğini, belirtilen sebeplerden olayı davacının iş aktinin iş kanunun ilgili maddesi gereği 30/12/2010 tarihinde bildirimsiz ve tazminatsız feshinin haklı olduğunu, davacının şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, davacının, davalıya ait işyerinde çalışırken bölüm şef yardımcısı Fatih'in tartım bandında tartım yapacağını, davacının da tartım yapacağı ürünlerin tartım işlemini bitirmesi gerektiği uyarısında bulununca davacının Fatih'e küfür ettiği, şef yardımcısının kendisini birkaç kez ikaz ettiği, ancak davacının "dışarıda görüşürüz" diye cevap verdiği, durumun fabrika müdürüne iletilmesi üzerine, davacının söylediğini kabul ettiği ve akabinde iş akdinin feshedildiği, 4857 Sayılı Yasa'nın 25/II-d fıkrasına göre "işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması" haklı fesih nedeni olarak sayıldığı, davacının işyerinde işverenin diğer işçisi ile sorunlar yaşadığı ve diğer işçi ile aralarında meydana gelen olay işyerinde olumsuzluklara yol açtığı, davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli neden olduğu, iş aktinin feshinin geçerli nedene dayandığı, ancak bu durumun işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmasına engel teşkil etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez. İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar. İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II’nci bendinin (b) fıkrasına göre, işçinin işverene, ailesine veya işverenin diğer bir işçisine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene, aile üyelerinden birine veya diğer bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, anayasanın 25 ve 26’ncı maddesi ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacaktır. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir(Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2007/37481 Esas, 2008/12505 Karar sayılı ilamı). İş Kanunu’nun 25’inci maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanı ile ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara ilişkin eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemez. Somut olayda, davacının işyerinde çalışan bir başka işçiye hakaret ettiği sabit olup İş Yasası 25/II-d maddesi gereğince işveren tarafından gerçekleştirilen feshin haklı nitelikte olduğu gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur.2- Davacının fazla mesai ücreti talebi olmamasına rağmen gerekçeli kararda davacı lehine fazla mesai ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.