MAHKEMESİ : TARSUS İŞ MAHKEMESİ(MÜSTEMİR YETKİLİ)TARİHİ : 15/02/2012NUMARASI : 2010/225-2012/17DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; Müvekkilinin davalıya ait T. Besi Çiftliği'nde 16.06.2008 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile işe başladığını, 16.08.2010 tarihinde iş sözleşmesinin işveren tarafından hiç bir neden yokken sona erdirildiğini, müvekkilinin verilen tüm görevleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin 16.06.2008 tarihinde işe girmesine rağmen sigorta girişinin 23.07.2008 tarihinde yapıldığını, işveren tarafından kendisine zorla "işimden kendi isteğimle ayrılıyorum, herhangi bir alacağım yoktur, tazminat talep etmeyeceğim" şeklinde bir ibraname imzalatılmaya çalışıldığını, müvekkilinin buna karşı çıkıp belgeyi imzalamaması üzerine işveren tarafından 16.08.2010 tarihinde işten çıkarıldığını, müvekkilinin iş akdi feshedilirken kendisine ihbar ve kıdem tazminatı verilmediği gibi maaşını da düzenli alamadığını, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarının ücretleri ile Ağustos ayında çalıştığı 16 günlük çalışma ücreti, fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli izin, resmi ve dini bayramlardaki çalışması karşılığı hak ettiği ücretlerin de ödenmediğini, müvekkilinin davalıya ait işyerinde hayvanların bakımı, yetiştirilmesin, besi çiftliğinin temizliği, çiftlikteki ağaçların ve bahçenin bakımı gibi işlerden sorumlu olduğu için eşiyle birlikte yatılı olarak kaldığını, günde en az 15 saat çalıştığını, hafta sonları da çalıştığını ve hiç izin kullanmadığını, müvekkilinin sigorta primlerinin de eksik yatırıldığını iddia ederek, 100,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL fazla çalışma ücreti, 100,00 TL yıllık izin ücreti, 16 günlük ücret 2.750,00 TL olmak üzere toplam 3.150,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı asil; davacının 16.08.2010 tarihinde kendi isteğiyle işi bıraktığını, üç gün haber vermeksizin işe gelmediğini, davacıya sorulması üzerine 19.08.2010 tarihinde yazılı istifasını verdiğini, fazla çalışma yapmadığını ve yıllık izinlerini kullandığını, ücretinin tamamının kendisine ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava "iş mahkemesi sıfatıyla" açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya "iş mahkemesi sıfatıyla " bakmaya devam olunur.Davanın, İş Kanunu kapsamı dışında kalması halinde, Mahkemenin göresizliğine ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırıdır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. İş Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışıyor ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir (Yargıtay 9.HD. 25.3.2008 gün 2007/ 9975 E, 2008/ 6368 K.).Ancak, tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde 50 dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 66 ncı maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanununun 4 üncü maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.Buna göre;1.Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde, 2.Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde,3.Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde 4.Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde, çalışanların, İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.Diğer taraftan işçi tarım işinde çalışırken, bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir (bekçilik, şoförlük vb.). Bu durumda, yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre görevli mahkeme belirlenmelidir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün ve 11-10 ile 10.05.1974 gün ve 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına getirilen düzenlemelerin yine işçiler yararına yorumlanması asıldır. Somut olayda, davacının çalıştığı işyerinin tavuk yetiştirilen besi çiftliği olduğu ve davacının işinin hayvanların bakımı- yetiştirilmesi, çiftliğin temizliği, ağaçların bakımı işi olduğunun belirtilmesi karşısında, davalı işyerinin ve davacının yaptığı işin niteliği belirlenip işyerinin veya işin 4857 sayılı yasanın 4/B maddesi kapsamında tarım işyeri/ tarım işçisi olup olmadığı saptanarak görev hususu değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.