Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18095 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14527 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BANDIRMA 1. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİTARİHİ : 17/11/2011NUMARASI : 2011/331-2011/316DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalının işçisi olduğu sırada şoförü olduğu vasıta ile ölümüne sebebiyet verdiği şahsın mirasçıları tarafından Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/164 Esasına kayden aleyhlerine açılan davada müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilen tazminat tutarının alacaklılarınca takibe konulmasını müteakiben icra tehdidi altında ödediği bu tutarın tam kusuru ile ölüme sebebiyet veren davalıdan tahsili için başlattığı takibe yapılan itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddi ile takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek lehine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne ve taraflara kabul ve red oranına göre %40 tazminatın tahsiline karar vermiştir. D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında iş ilişkisinin olduğu esnada meydana gelen ve davalı işçinin ceza ve tazminat davasında tam kusurlu kabul edildiği kaza sebebiyle yargı kararına müsteniden icra tehdidi altında işverence ödenen tazminat tutarından, davalı işçinin sorumluluğunun nasıl belirlenmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Mahkemece, hakkaniyet gereği takibe konulan alacaktan ¼ oranında indirim ile davalının sorumluluğunun tayin ve tespiti yapılmış, ayrıca itirazın haksız ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle taraflara %40 icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmiştir.Takibe konu alacağın dayanağı manevi tazminata ilişkin dava dosyası kapsamından; davacı Şirketin işveren, aracın maliki ve işleteni olarak sorumlu tutulduğu, ayrıca yapılan bilirkişi incelemesinde de haksız fiil sorumluluğuna göre davalı işçinin tam kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.İşbu yargılamada ise meselenin işçi ve işveren ilişkisi kapsamında değerlendirmesi ve buna bağlı olarak da tarafların sorumluluğunun tespiti gerekir. Davalı işçinin ceza ve tazminat yargılamasındaki tespit edilen %100 kusur oranının tespitinde işçi işveren ilişkisinin dikkate alınmadığı sabit olup, bu durum Mahkemenin de kabulündedir. Dolayısıyla tarafların iç ilişkisine hasren yapılabilecek bir değerlendirmede esas alınabilecek bir tespit niteliğini haiz değildir. İşverenin yükümlülüklerinin meydana gelen kaza açısından tartışılması gerekir.Bu durumda, Mahkemece davacının usulü müktesap hakkı da nazara alınarak trafik ve iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetinden alınacak rapora göre kusur oranları saptanarak sonuca gidilmelidir.3-Taraflar için %40 icra inkâr tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı da ihtilaflıdır.Temyiz edenin sıfatına göre davalı aleyhine hükmedilen icra inkâr tazminatı bozma sebebi yapılmamıştır.Öte yandan, İcra İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi gereğince alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi için takibin haksız ve kötüniyet koşullarını haiz olması gerekli olup, bu iki şartın aynı anda gerçekleşmesi gerekir.Somut olayda ise, davacı ve davalının müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilen mahkeme kararına binaen davacı işverence yapılan ödemenin tahsili için başlatılan bir takip bulunup, bu takipte talep edilen tutarın ceza ve tazminat yargılamasında tam kusurlu saptanması hasebiyle tamamından davalı borçlunun sorumlu olabileceği saikinin olduğu görülmektedir.Bu durumda, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu kabul etmek mümkün olmadığından, Mahkemece davacı aleyhine kabul edilen icra ve inkâr tazminatı yerinde değildir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.