Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17990 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25284 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ANKARA 15. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 07/06/2012NUMARASI : 2010/480-2012/808DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.06.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına Avukat M.Z. Y.ile karşı taraf adına Avukat A. E. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı işçi, 01.07.1988 - 31.10.2007 tarihleri arasında aynı şahıslara ait olan davalı şirketler nezdinde çalıştığını, iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak herhangi bir gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, bayram ve genel tatil günleri dahi haftanın 6 günü 08.00, - 18.30 saatleri arasında bazı günler 19.00'a kadar mesai yaptığın??, sadece 1 ocak günleri çalışmadığını, kıdem-ihbar tazminatı, fazla çalışma ve bayram ve genel tatil günü çalışma ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını belirterek, fazla çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi uygulanmak suretiyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının davalı şirketlerin daimi işçisi olmadığını, her biri ayrı tüzel kişiliğe sahip davalı şirketlerde genellikle belirli sürelerde çalıştığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davalısı olan şirketlerin her biri ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin bire bir matbu olarak aynı ifadeleri içerecek şekilde düzenlendiği, sadece boş bırakılan işveren unvanlarının doldurulduğu, Çalışma Bakanlığı müfettişliğinin teftişi esnasında tüm şirketler adına aynı işveren vekilinin beyanda bulunduğu ayrıca şirket temsilcilerinin aynı yada akraba olduğu, bu durumda davacının çalışmalarının tüm şirketlere hasrettiği gözetilmekle tüm davalıların davacının çalışmalarına karşı sorumlu olduğu kanaatine varılmış ve isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı yasal süresi içinde davalılar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Mahkemece, 29.07.2010 tarihli oturumda her iki tarafa tanıklarının celbi ya da gelecek celsede hazır edildiklerinde dinlenmeleri için süre verilmiş ve tanık giderlerinin yatırılması için kesin süre verildiği bildirilmiştir. Davalılar vekili masrafı yatırmamış ancak 09.12.2010 tarihli ilk oturumda tanıkları hazır ettiğini bildirmiştir. Mahkemece kesin süreye aykırılık sebebiyle tanıklar dinlenmemiştir. Kesin mehil, daha önce isimleri verilen tanıkların ücretlerinin ve tebligat giderlerinin yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebebiyet verilmeden yatırılarak takip eden celsede dinlenmelerini amaçlar. Somut olayda davacı, kesin mehil içinde ücretleri yatırmamasına rağmen, takip eden celsede tanıkları hazır bulundurmak suretiyle davanın uzamasına sebebiyet vermemiştir. Bu durumda tanıkların dinlenmesi gerekir. Nitekim doktrinde de baskın görüş; taraf, kesin süre içerisinde davetiye giderlerini yatırmamakla beraber, tanığı beraberinde mahkemeye getirmişse, o zaman kesin sürenin gereğini yerine getirmiş sayılacağı, tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılmayacağı, tanığın dinlenmesi gerekeceği yolundadır (Prof. Baki Kuru: Hukuk Muhakemeleri Usulü; 6.Baskı Cilt:3, Sayfa 2598).Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları da doktrindeki görüşe paralel bulunmaktadır(Hukuk Genel Kurulunun 17.06.2009 gün, 2009/2-225 E, 2009/277 K ; 15.04.1992 gün 1992/2-131 E.-240 K ; 29.11.1974 gün 834 E.-1278 K).Bu durumda, tanıkların dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalılar yararına takdir edilen 1.100.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.