Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17910 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14600 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ANKARA 2. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 21/12/2011NUMARASI : 2002/679-2011/811DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ikramiye alacağı, vergi iadesi ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, ikramiye, vergi iadesi ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren, davacının emir ve talimatlara uymaması, verilen görevleri yerine getirmemesi gerekçesiyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Karar davalılar tarafından temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Davacı vekili 24/4/2002 harç tarihli dilekçesiyle davalılardan P.. S.. aleyhine işçilik alacaklarının tahsili talebiyle dava açmıştır.Yapılan yargılama sırasında 11/06/2002 havale tarihli dilekçeyle davalı P.. S.. vekili sanıdığın tasfiye edildiğini ve T.. S..nın da sandığın ortağı olduğu belirtilerek davanın ihbarını istemiştir.T.. S.. vekili dosyaya sunduğu 15/07/2002 havale tarihli dilekçesiyle “davalı” sıfatıyla cevap vermiş, belgelerini ibraz etmiş ve mahkemece 19/09/2002 tarihli oturumda T.. S.. davalı olarak adlandırılmış ve delil sunulması için süre verilmiştir.Davanın açıldığı 1086 sayılı HUMK döneminde ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK ‘da davanın nasıl açılacağı ve davada taraf sıfatının nasıl kazanılacağı açıkça belirtilmiştir. Davada “taraf” hususu mahkemece re’sen gözetilmelidir.Bir davada davalı sıfatı kazanılması ilgili aleyhine usulüne uygun açılmış bir dava gerektirir. Aleyhine usulüne uygun dava açılmayan gerçek ya da tüzel kişinin davalı sıfatını kazanması mümkün olmadığından aleyhine hüküm de kurulamaz.Somut olayda aleyhine usulüne uygun açılmış bir dava bulunmayan sadece dosyanın davalısı P.. S.. vekilinin aleyhine ihbar talep ettiği T.. S..nın davalı sıfatıyla davada yer aldırılması hatalıdır. Bu nedenle aleyhine usulüne uygun dava açılmayan T.. S.. aleyhine gerekçesi dahi açıklanmadan hüküm kurulması hatalıdır. Kaldı ki karar başlığında birden fazla davalı gösterildiği halde hangi davalının sorumlu olduğu açıklanmadan “davalıdan” denilerek hüküm kurulması ve ayrıca neyin reddedildiği açıklanmadan “sair taleplerin reddine” şekline kısmi ret kararı verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.