MAHKEMESİ : DARGEÇİT ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2011NUMARASI : 2009/52-2011/349DAVA :Davacı, bakiye ücret alacağı ile ücretsiz izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davalıların belirli süre için aldıkları ihale kapsamında davacı ile işyeri hekimi olarak belirli süreli iş sözleşmesi yaptıklarını, 23/09/2008 tarihinde sözleşmeli işyeri hekimi olarak çalışmaya başladığı, 23/10/2008 tarihinde yazılı sözleşme imzaladıklarını, yapılan sözleşmeye göre 3 ayın akabinde sözleşmenin 1 yıllığına yenilendiğini, aylık net ücretin 3.000,00 TL olduğunu, 2009 yılı Ocak ayında sözleşme gereği iş akdinin 1 yıl uzatıldığını, ancak ilerleyen zamanlarda çalışma şartlarının sözleşme ve mevzuata aykırı olarak zorlaştırıldığını, 2009 yılı 15 Ocak -31 Mart tarihleri arasında ücretsiz izne ayrılmak zorunda kaldığını, 1 Nisanda tekrar işe başladığını, çalışma şartlarını temin için işyerinde ücreti kendisi tarafından ödenen temizlikçiyi bir ara işyerine getirdiğini, davalı şirketlerin çalışma şartlarını ağırlaştırılarak istifaya zorladığını, bu nedenle iş akdinin 15 Mayıs 2009 tarihinde feshedildiğini, fesih gerekçesinin haklı nedene dayanmadığını, 3 ay önceden bildirimde bulunma şartına uyulmadığını iddia ederek bakiye ücret ve ücretsiz izin alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalılar vekili, davacı tarafın kanuna aykırı olarak iş güvenliğini tehlikeye düşürecek davranışları nedeniyle 15/05/2009 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, şantiye alanı içerisine davacı tarafın bilgi verilmeden ve onay alınmadan şahsi işleri nedeniyle işçi getirip çalıştırdığını, yürütülen işin tehlikeli işler statüsünde olduğunu, terör tehlikesinin bulunduğunu, bu suretle davacının iş güvenliğini tehlikeye soktuğunu, sözleşmenin askıya alındığı zamanda ücretin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 09/01/2009 tarihinde imza olunan protokol gereği sözleşmenin askıya alındığını, sözleşmenin belirli süreli olduğu ileri sürülmesine rağmen fesihten sonraki ücretlerin tamamının istenmesinin yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin başlagıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilmesi gerektiğini, işyeri hekimliğine dair verilen hizmetin belirli süreli olmasını gerektirecek objektif nedenlerin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı süresi içersinde davalılar vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Taraflar arasında 4857 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde öngörülen şekilde belirli süreli hizmet akdi düzenlenmesini haklı kılacak objektif bir neden ortaya konmadığı gibi ibraz edilen sözleşmenin başlık kısmında 1 yıl için düzenlendiği anlaşılmasına rağmen, sözleşmenin içerik kısmında ise 3 ay için kararlaştırıldığı hususu hep birlikte değerlendirildiğinde, iş ilişkisinin baştan beri belirsiz süreli hizmet akdine dayandığı ve bu nedenle bakiye ücret alacağının reddi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır. 2-Taraflar arasında, ücretsiz izinde geçen süreye ilişkin ücretin ödenip ödenmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir. İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir. Somut olayda; davacının iş sözleşmesinin askıya alınması yönündeki iradesinin sakatlandığına ilişkin somut delil bulunmadığı gibi dosya içeriğine göre davacı 2 aylık süre ile ücretsiz izne kendi isteği ile ayrıldığını belirtmiştir. Bu nedenle kalan 15 günlük ücretsiz izinde geçen sürenin ücretinin hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.