Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17162 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3255 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ANKARA 6. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 22/09/2011NUMARASI : 2009/948-2011/587 DAVA :Davacı karşı davalı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine, davalı karşı davacı ise ihbar tazminatını alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl davada kısmen gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karşı davanın kabulüne ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı karşı davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27/05/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı-karşı davalı adına avukat B.. E.. ile karşı taraf adına Avukat N.. K.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı karşı davalı işçi, 10.07.1999 tarihinden itibaren davalı karşı davacı apartmanda kapıcı olarak çalıştığını, tahsis edilen dairenin ısınma ve aydınlatma giderlerinin davalı tarafça karşılandığını, 2008 yılında imzalanan sözleşme ile aylık brüt ücretin 780,00 TL olarak kararlaştırıldığını, asgari ücrete gelen artış oranda ücret artışının öngörüldüğü, buna rağmen ücretlerinin eksik ödendiğini fark etmesi üzerine düzeltme istediğini, terslendiğini, bunun üzerine sözleşmeyi feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai alacağı, hafta tatili ücret alacağı, resmi-dini tatil çalışması alacaklarının faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı karşı davacı işveren, davacının tatilini geçirdiği sırada Antalya'da daha iyi ücretle bir iş bulması üzerine orayla anlaştığını, düzmece iddialarla işine haksız bir şekilde son verdiğini, kıdem tazminatı istemesinin mümkün olmadığını, ücretin net 540,00 TL olduğunu, asgari ücret oranında arttırılacağının kararlaştırıldığını, bu miktar üzerinden ücretlerin ödendiğini, fazla çalışmasının ve hafta sonu çalışmasının olmadığını, bayram günleri çalışmadığını belirterek davanın reddine, davacının haksız yere ve önelsiz olarak sözleşmeyi sona erdirmiş olması nedeniyle 100,00 TL ihbar tazminatının faizi ile birlikte karşı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 12.06.2008 tarihli belge uyarınca davacıya 780,00 TL brüt (540,00 TL net, 240,00 TL sigorta ücreti) ücret ödeneceği, her yıl asgari ücret artışı oranında artırım yapılacağının kararlaştırıldığı ancak 780,00 TL’den sigorta primleri düşüldüğünde net ücretin 663,00 TL olduğu, ayrıca sözleşmede de net ücretin 540,00 TL olarak belirtildiği, primlerin eklenmesi suretiyle brüt ücretin hesabında yanlışlık yapıldığı, bu şekilde hesaplanan miktarın doğrusunun 635,29 TL olduğu, oysa asgari ücretin 638,70 TL olduğu, davalının da asgari ücretin altında kalmayacak şekilde ödemede bulunduğu, bu ödemenin bir yıldan fazla sürdüğü, ücret alacağının bulunmadığı ve davacının feshinin haklı nedene dayanmadığı kabul edilmiştir. Buna göre davacının yıllık izin ücreti istekleri dışında kalan talepleri reddedilmiş, karşı davaya konu ihbar tazminatı isteği hüküm altına alınmıştır. D) Temyiz:Kararı yasal süresi içinde davacı karşı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, 12.06.2008 tarihinde iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücretin miktarıyla ilgilidir. Davacı işçi sözleşmedeki ücretin 780,00 TL net olduğunu ve bu tarihten sonra eksik ücret ödendiğini ve buna bağlı olarak iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerken, davalı işveren kararlaştırılan ücretin 540,00 TL net olduğu sözleşmede ayrıca belirtildiği için yapılan ödemelerin sözleşmeye uygun olduğunu savunmuştur. İş sözleşmesinin 4. maddesinde “…aylık bürüt 780,00 TL (540,00 TL net, 240,00 TL sigorta ücreti) ödenecektir. Ücret her yıl asgari ücret artırım oranında arttırılacaktır” şeklinde kurala yer verilmiştir. Aynı dönemde bürüt asgari ücret 608,40 TL dir. Kapıcılık hizmetlerinin vergiden muaf olması sebebiyle kararlaştırılan bürüt ücretten sigorta primleri düşüldüğünde 663,00 TL net ücret ödenmesi gerekir. İş sözleşmesinde net ücretin 540,00 TL olarak belirtilmiş olması hataya dayalı olup, kapıcı ücretlerinin vergiden muaf olduğu dikkate alınmamıştır. Kaldı ki ücretin 540,00 TL net olarak kararlaştırıldığının kabulü halinde, sözü edilen ücret, asgari ücretin altına olup, yasal olarak asgari ücretin altına ücret ödenmesi mümkün değildir. Bu nedenle 780,00 TL bürüt ücret esas alınmalıdır.Tarafların asgari ücretin üzerinde ücret belirlediklerinin diğer bir göstergesi de, asgari ücrete gelen artış oranlarına göre kararlaştırılan ücretin arttırılacağı yönünde sözleşme hükmüdür. Ücret asgari ücret olarak belirlendiğinde böyle bir artış hükmünün taraflar arasında ayrıca kararlaştırılmasına gerek yoktur. Yine belirtmek gerekir ki, davalı vekilinin 04.08.2011 tarihli dilekçesinde 540,00 TL net ücret yanında 240,00 TL sigorta priminin elden ödendiği yönünde bir açıklama yapılmış olup bu da işverence 780,00 TL ödeme yapılması gerektiğinin kabulü anlamındadır. Davacı işçinin iş sözleşmesinde öngörülen ücretin eksik ödendiğini ileri sürerek iş sözleşmesini feshettiği, bir süre eksik ödemeye göz yumduğu ancak bu durumun sosyal güvenlik haklarını da ilgilendirmesi sebebiyle fesih yoluna gittiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesi ile kararlaştırılan ücretin eksik ödenmesi ve işçinin bir süre bu esik ödemeye itiraz etmemesi halinde çalışma koşullarının işçi aleyhine esaslı değişikliğinden söz edilemez. Değişikliğin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca işverence yazılı olarak yapılması ve işçi tarafından 6 iş günü içinde yazılı olarak kabulü gerekir. Somut olayda işverence böyle bir prosedür işletilmemiştir.Davacının eksik ücret ve sigorta primi ödenmesine dayalı olarak iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Kıdem tazminatı ile ücret farkı isteklerinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmelidir. Dosya içinde mevcut bilirkişi raporları bu yönden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, davacı-karşı davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.