Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16952 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23842 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalılardan ...'nın avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı;...alt işveren, ...'nun asıl işveren olduğu işyerinde temizlik işçisi olarak 26.05.1992 tarihinden 01.06.2007 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, emeklilik nedeniyle iş akdinin sona erdiğini, en son ücretinin net 290 TL olduğunu, davalı işyerinde alt işverenlerin sürekli değişmesine rağmen kendisinin ve diğer işçilerin değişmeksizin çalıştığını, çalışmaların işçileri devralan yeni alt işveren nezdinde devam ettiğini, davacının en son alt işverenin davalılardan... olduğunu, davalıların işçilerin hak ve alacaklarını ödememek için tüm işçilere...Bankası Necatibey şubesinde "her türlü haklarımı aldım alacağım kalmamıştır" yazılı banka dekontu imzalattıklarını, davacının işini kaybetmemek için baskı altında bu dekonta imza attığını, bunun karşılığında herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ederek, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.B) Davalılar Cevabının Özeti:Davalı ...; davacının diğer davalının işçisi olduğunu, davacının alacaklarından diğer davalının sorumlu olduğunu, ihale ile aynı işyerindeki taşeronların değişmesi halinde davacının aynı işyerinde değişik taşeronlar nezdinde çalışmasının Yargıtay içtihatları ile işyerinin devri olarak nitelendirildiğini, bunun sonucu olarak da tüm hizmet süresi üzerinden sorumlu tutulduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalı ... ve İnşaat Hiz. Tic. Ltd. Şti.; davacının 02.01.2004 tarihinden itibaren davalı şirket nezdinde çalışmaya başladığını, davacının alacaklarının davalı şirket tarafından ödendiğini, bu ödemeleri için ibraname ve dekontların sunulduğunu, davacının davalı şirketten önce ...'da çalıştığı dönemleri kapsayan 13 yıllık kıdem tazminatının 30.11.2005 tarihinde banka hesabına yatırılarak ödendiğini, davacının 2006 yılına ait haketmiş bulunduğu kıdem tazminatının imza karşılığı elden kendisine ödendiğini, davacının 31.05.2007 tarihinde emekliye ayrıldığını, 1.000 TL tutarındaki kıdem tazminatının 05.06.2007 tarihinde banka hesabına yatırıldığını, davacının aldığı son net ücretin 403,03 TL olduğunu, davacının yıllık ücretli izinlerini tam ve eksiksiz olarak kullandığını, davacının sigortalılığının hiçbir surette kesintiye uğramadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Bozma İlamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Yerel Mahkemenin ilk kararı, Dairemizin 21/10/2014 tarih ve 2012/36740 Esas, 2014/30410 Karar sayılı ilamıyla “1-… davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı işçi alt işveren işçisi olarak çalışmış ve çalıştığı sırada süresi sona eren alt işverenler tarafından zaman zaman kıdem tazminatı ödemesi yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda çalışırken alınan ve çelişkili olan ibranamelerin geçersiz olduğundan söz edilerek yapılan ödemeler dikkate alınmaksızın hesaplamaya gidilmiştir.Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre, miktar içeren ibra sözleşmelerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir. (Yargıtay 9.HD 21.10.2010 gün 2008/40992 E, 2010/ 39123 K.). Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz (Yargıtay 9.HD. 24.6.2010 gün 2008/ 33748 E, 2010/ 20389 K.). Somut uyuşmazlıkta miktar içeren ibranamelerin çalışırken düzenlenmiş olduğundan bahisle dikkate alınmaması hatalıdır. Alt işverenlerin süresinin sona erdiği aşamada yapılan ödemelerin hizmet süresinin tasfiyesi anlamına gelip gelmediği ya da avans mahiyetinde kıdem tazminatı ödemesi olup olmadığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre gerekirse bilirkişiden ek hesap raporu alınarak sonuca gidilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-30/12/2005 tarihli ibraname ile 30/11/2005 tarihli 13 yıllık kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemenin mahsubunun yapılmaması hatalıdır. 3- Hükmedilen kıdem tazminatı miktarının net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK'nun 297. maddesine aykırı olup, infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.