Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16858 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28336 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BERGAMA 1. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİTARİHİ : 10/05/2012NUMARASI : 2009/387-2012/202DAVA :Davacı, TİS farkı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davacının 16.08.1990 tarihinde B.. B.. nezdinde İş Kanunu'na tabi olarak işçi sıfatıyla çalışmaya başladığını, iş akdinin işveren tarafından 2000 yılında feshedildiğini ve daha sonra yine davalı işverenin sahibi olduğu B..Ltd. Şti.'nde çalışmaya devam ettiğini ve ayni işi yaptığını, davacının 01.01.2004 tarihinde yine B.. B..nin sahibi olduğu N...Ltd. Şti.'nde çalıştırılmaya başlandığını, daha sonra iş akdinin sona erdiğini, davacının işveren değişikliklerinin tamamiyle Belediye ve Belediye'ye ait şirketler arasında olduğunu ve fiili olarak da Belediye'nin aslı görevleri arasında bulunan aynı işlerini Belediye'ye ait işyerinde ve Belediye'ye ait araç ve gereçlerle yapmaya devam ettiğini, 14.01.2000 tarihinden sonra davacı her ne kadar davalı Belediyenin işçisi değilse de davalı B.. B.. ile dava dışı B...Ltd. Şti ve yine dava dışı N.. Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğunun çok açık olduğunu, her iki şirketin de % 99 hissesinin B.. B..'ne ait olduğu, şirketlerin ortaklar kurulunun, B.. B.. Meclis Üyelerinden oluştuğunu, davalı Belediye işçilerinin yaptığı işlerin ve çalışma koşullarının, iş akitleri feshedilip şirket işçisi olarak çalışmaya başladıklarında değişmediğini, işverendeki değişikliğin sadece Belediye işçileri için işçi çalıştırma vizesi alınamamasından kaynaklandığını, işçilerin çalışma koşullarında hiçbir değişiklik yapılmadığını, yapılan işlerin B.. B..'nin asli görevlerinin ifasına yönelik olduğunu, bu nedenle şirket işçilerinin de eşitlik ilkesi gereğince Belediye işçileri ile aynı haklara sahip olması gerektiğini, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin son fıkrası gereğince de asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmak suretiyle haklarının kısıtlanamayacağını, bu durumda alt işveren işçisinin de asıl işveren işçisi gibi işlem göreceğini, dava konusu olayda B.. B..nin asıl işveren, diğer şirketlerin de taşeron durumunda olduklarını, davacının tüm çalışma dönemleri boyunca sendikaya üye olmak veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle üyesi bulundukları sendika ile işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlanma hakkı bulunduğunu, davacı tarafından evvelce açılıp sonuçlanan Mahkememizin 2006/163 E., 2007/35 K. Sayılı davası kapsamında davacının 1998-1999 yılları arası TİS fark alacaklarının hüküm altına alındığını, 14/01/2000 tarihinden başlayıp 2005 yıllı sonuna kadar olan süre için de iş bu davanın açıldığını, sürekli işlerde çalışan ve geçici kadrolu gösterilen işçilerin çalışmalarının sürekli olduğunu, asıl işverenin işini görmesi durumunda muvazaa ve yasaya karşı hile durumu oluştuğundan bu takdirde sendika üyesi olan alt işveren işçilerinin de toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağı ilkesinin benimsendiğini, kamu kuruluşu niteliğindeki işverenlerin de bu kurallara tabi olacağının benimsendiğini, bu durumda davacının 2000 ve 2005 yıllarına ilişkin akdedilen TİS gereğince ödenmeyen fark alacağının bulunduğunu, bu alacaklar yönünden davalı belediyenin ödenmeme tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü beyan ederek 2000 yılı için 1.500,00-TL., 2001 yılı için 1.500,00-TL., 2002 yılı için 1.500,00-TL., 2003 yılı için 1.500,00-TL., 2004 yılı için 1.500,00-TL., 2005 yılı için 100,00-TL., TİS farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davaya konu hakların zamanaşımına uğradığını, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, davacının talep ettiği haklarının kendi belirttikleri vade tarihlerinin 31.12.2003 ve 30.06.2004 olduğunu, 5 yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra dava açıldığını, davacı tarafın kendi beyanlarında da belirttikleri üzere çalıştıkları şirketlerde çalıştıkları yıllara ait toplu sözleşmeler mevcut olduğunu, toplu sözleşmelerin işyeri bazında yapıldığını, davacının çalıştığı şirketlerin ayrı statüde olduklarını ve Belediyeden bağımsız birer işyeri olduklarını, işçi sendikalarının da yetki başvurularını yaptıklarıın ve bağımsız bir toplu sözleşme akdedilmesini kabul ettiklerini, davacının iş akdi süresince belirtilen şirketlerde sigortalı olarak bulunduğunu ve her türlü maaş ve diğer haklarını şirketlerde akdedilen toplu iş sözleşmesine göre aldıkğını, bu konuda herhangi bir şerh de düşmediğini, davacının Belediyenin personeli olmadığını, davacının çalıştığı şirketlerin büyük kısmında davalı Belediyenin hissesi bulunduğunu, kamu kurum ve kuruluşlarının personel çalıştırma esaslarının mevzuatla belirlendiğini, davacının iddia ettiği tarzda bir personel edinme yöntemi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının 16/08/1990 tarihinde davalı belediye ile iş akdi düzenlediği, 31/01/2000- 31/12/2003 tarihleri arasında B.. B.. şirketlerinden olan B.. şirketinde çalışmaya başladığı, 31/12/2003 tarihinde buradaki işinin sona erdiği, 01/01/2004 tarihinde bu kez de yine davalı Belediye'nin Nike isimli şirketinde çalışmaya başladığı, 31/10/2004 tarihine kadar burada çalıştığı, bu tarihten sonra emeklilik nedeniyle işten ayrıldığı, 16/01/2006 tarihine kadar davalı Belediye bünyesinde çalıştığı, davacı ile davalı arasında imzalanan 2004 tarihli vizeli işçi sözleşmesi içeriğinden davacının davaya konu dönemde bünyesinde çalıştığı Beta ve Nike şirketlerinin belediyelerce yapılması gereken işleri Belediye'ye ait işyerinde ve Belediye araç ve gereçlerinden yararlanarak yerine getiren şirketler olduğu, izin formlarında Belediye Başkanlığı'nın olurunun bulunduğu, yukarıda belirtilen vizeli işçi sözleşmesinde bu şirketlerdeki hizmetlerin B.. B.. işyerinde yaptığı çalışmalarla bir bütün olarak dikkate alınacağının kararlaştırıldığı hususları bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı Belediye'nin davacının B.. ve N.. şirketleri nezdindeki çalışmalarından da asıl işveren sıfatı ile sorumlu tutulması gerektiği, bu nedenle davacının çalıştığı bu süre zarfında üye olduğu sendika ile davalı Belediye arasında akdedilen TİS hükümlerinden faydalanması gerektiği, davacı ile davalı arasında imzalanan vizeli işçi sözleşmesi hükümleri arasında daha önce Beldiye çalışanı iken daha sonra protokoller gereği B.. ve N.. şirketleri işçisi olarak çalışmış bulunan işçinin aynı Beldiye işyerinde ve aynı işveren nezdinde yaptığı çalışmaların bir bütün olarak dikkate alınacağı, önceki dönemlerden doğan sosyal haklarının da ödeneceği, Belediye'nin bu haklarla ilgili zamanaşımı savunmasından feragat ettiği hükmü bulunduğu, bu nedenle artık davalı Belediyenin zamanaşımı itirazı yapamayacağı gerekçesi ile 2000, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yılları TİS fark alacağı talebinin kabulüne, 2005 yılı TİS fark alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut olayda, 2004 yılında imzalandığı anlaşılan "vizeli işçi sözleşmesi" başlıklı sözleşme ile, davalı Belediye'nin, önce kendi nezdinde bilahare Beta şirketi ve ardından da Nike şirketi nezdinde çalışan işçinin çalışmasının bir bütün olarak ele alınacağı, iş aktinin bir kıdem tazminatı hakedecek şekilde sona ermesi halinde işverenin önceki dönemlere ilişkin sosyal haklar açısından zamanaşımı itirazında bulunmayacağı, zamanaşımı itirazından feragat ettiği kabul edilmiştir. Mahkemece, bu sözleşme hükmüne göre, davalının cevap dilekçesinde süresi içinde ileri sürdüğü zamanaşımı savunmasının gözetilemeyeceği kabul edilerek, talep edilen alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 160. maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 139. maddesi uyarınca zamanaşımı savunması yapabilme hakkının doğumundan, yani, zamanaşımının gerçekleşmesinden önce bu haktan vazgeçilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalıdır.F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.