MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, yıllık izin ücreti ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalıya ait işyerinde bireysel müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile sona erdiğini, işyerinde hak kazandığı izinlerin tam olarak kullandırılmadığı gibi fazla çalışma ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ile yıllık izin ücreti alacağının tahsilini, istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, zamanaşımı def'ini öne sürüp, davacıya tüm haklarının ödendiğini, taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında geçerli olan Toplu İş Sözleşmesinde yasal yıllık izinden daha yüksek olan aylık 30 gün yıllık izin kullanılması kararlaştırıldığından davacıya İş Kanununde öngörülen izin sürelerine daha fazla yıllık izin süresi, toplu iş sözleşmesinde verildiğinden toplu iş sözleşmesindeki yıllık ücretli izin süresinin içine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin izin süresine dahildir hükmünün Yasalara aykırı olmadığı ve buna göre davacının bakiye yıllık izin ücretine hak kazandığı ayrıca fazla çalışma alacağı da olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacının hak kazandığı izin süresi yönünden taraflar arasında uyuşmazlık vardır. İşyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesinin yıllık izinleri düzenleyen 13. madde hükmünde " yıllık ücretli izin sürelerinin içine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri izin süresine dahildir" şeklinde hüküm bulunmakta ise de bu hüküm 4857 sayılı İş Kanunun 55 ve 56. madde hükümlerine aykırıdır. Kanuna aykırı olması nedeni ile Toplu İş Sözleşmesindeki bu hüküm dikkate alınmadan yapılan hesaplamaya itibar edilmesi gerekirken yazılı şekilde Toplu İş Sözleşmesindeki hükme itibar edilerek alacağın belirlenmesi isabetsizdir.3- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilip buna göre hesaplama yapılmıştır. Söz konusu alacağın varlığını ispatlama yükü davacı da olup, davacı delil olarak tanık beyanlarına dayanmıştır. Kural olarak tanıklar kendi çalıştıkları sürelerde işyerindeki çalışma düzenini bileceğinden işe giriş çıkış tarihlerinin dikkate alınması gerekirken Mahkemece bu hususun gözden kaçırılması hatalıdır.4-Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma ücreti hesaplanırken dosyada mevcut olduğu belirtilen TİS hükmünün dikkate alındığı ve bu hükme göre işyerindeki haftalık çalışma saatinin 40 saat olduğu ve fazla çalışma ücreti hesabında normal çalışma ücretinin 240 da birinin %75 fazlası olduğu belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Dosyada sadece 01/01/2014-31/12/2015 yürürlük tarihi olan TİS mevcut olup, bu TİS de bilirkişinin dikkate aldığı "çalışma ücretinin 240 da birinin %75 fazlası " hükmü bulunmadığı gibi hesap dönemini kapsayan diğer TİS.ler de mevcut değildir. Mahkemece hesaplamaya konu döneme ait tüm TİS.ler ve varsa protokoller temin edildikten sonra hesaplama dönemlerine göre yürürlükte olan TİS ve varsa protokol hükümleri dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile alacağın belirlenmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.