Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1642 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 7890 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalıya ait yurt dışındaki işyerlerinde teknisyen olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının istifası üzerine iş sözleşmesinin sona erdiğini, taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece "Davacı davalı işyerinde çalışırken, çok kötü şartlar altında çalıştığını, davalı tarafından bunun düzeltilmediği ve davacı iş akdini haklı olarak feshettiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığını,Davacı fazla mesai yaptığı, hafta sonu ve ulusal bayramlarda çalıştığı, ücretini alamadığı, davalı ise davacının fazla mesai ücreti, hafta sonu ve ulusal bayram ücretini ödediğini, banka dekontu, ödeme belgesi vs. belgeler ile ispat edemediğinden davacının fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve hafta sonu alacağına hak kazandığı,Davacı izin ücreti olduğunu beyan etmiş, davalı ise davacının izin ücretini ödediğini veya kullandığını izin defteri ya da ödeme belgesi ile ispat edemediğinden davacının izin ücretine hak kazandığı dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamıyla anlaşıldığından dosya bilirkişiye verilmiş bilirkişi tarafından verilen 26/05/2014 tarihli bilirkişi raporunun 2. şıkkı nazara alınarak, raporda belirtilen miktarlar üzerinden kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağının kabulüne, fazla mesai, hafta sonu çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti yönünden %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak kalan miktar üzerinden kabulüne, fazlaya ait talebin reddine karar vermek gerekmiş mahkememizin kanaati bu yolda olmakla," şeklinde gerekçe yazılıp dava kısmen kabul edilmiş ve kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacakları hüküm altına alınmıştır.D) Temyiz:Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Kararın usul hükümleri açısından incelenmesi sonucu:Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece gerekçe olarak yukarıda belirtilen şekilde bir açıklama yapılmıştır. Bu gerekçe yetersiz olduğu gibi özellikle fesih şeklindeki kabul de açık olmayıp hükümle de çelişki içindedir. Öte yandan dosya içindeki deliller tartışılmamış, maddi olay/olaylar saptanmamıştır. Gerekçesiz karar yazılması, Anayasa’ nın 138 ve 141. maddeleri ile HMK. nun 297. Maddesine aykırı olup, adil yargılanma hakkının ihlalidir. Kararın salt bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.2- Kararın esası yönünden yapılan inceleme sonucu:a- Davacının dava dilekçesinde davalı işyerlerinde hangi tarihlerde hangi saatler arasında çalıştığını ayrı ayrı açıkladığı halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu açıklamaları aşar şekilde tanık beyanlarına göre hesaplama yapılması hatalıdır. 6100 sayılı HKM'nın 25. maddesine göre Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağından dava dilekçesinde açıklanan çalışma süreleri ile bağlı kalınmalıdır. Ayrıca hesaplamada davacının izinli olduğu günler dışlanmalı ve fazla çalışmanın ücrete dahil olduğu yönündeki sözleşme hükmü dikkate alınarak sonuca gidilmelidir.b- Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve kazandığı takdirde hesabı ile ilgili taraflar arasında uyuşmazlık vardır. 4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür. Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince, çalışılmayan hafta tatili günü için bir iş karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir. Hafta tatilinde çalışan işçinin ücretinin nasıl hesaplanacağı yasalarda düzenlenmemiş ise de, Dairemizce hafta tatilinde yapılan çalışmanın fazla çalışma sayılacağı, buna göre ücretin yüzde elli zamlı ödenmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir (Yargıtay 9.H.D. 23.5.1996 gün 1995/37960 E, 1996/11745 K.). Buna göre hafta tatilinde çalışılmışsa, çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı da bir buçuk yevmiye olarak ödenmelidir.Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacının hafta tatillerinde çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Davacı taraf, davalı işyerinde yılda 5 gün izin yaptıklarını iddia ederken davacı tanıklarının bu yöndeki anlatımları net olmayıp biri 15 günde bir izinden bahsederken diğeri iş yoksa izin yaptıklarını açıklamıştır. Bu beyanlar karşısında davacının tüm sürelerde hafta tatili kullanmadan çalıştığının kabulü hatalıdır. Mahkemece gerekirse bu yönden yeniden tanık beyanlarına başvurulup hafta tatili çalışması olup olmadığı varsa ne sıklıkla olduğu ortaya konup hafta tatilinde çalışılmışsa, çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı da bir buçuk yevmiye olarak hesap yaptırılarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile alacağın yazılı şekilde hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.