Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16024 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2548 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A) Davacı İsteminin ÖzetiDavacı iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Somut olayda; davacı, kullandığı aracın 14.06.2011 tarihinde park halinde iken, imdat freninin yanlışlıkla sıkı çekilmemesi nedeniyle hareket ederek bir yere çarptığını, bu olay nedeniyle haksız yere işten çıkarıldığını, meydana gelen hasar davacının aylığının üzerinde ise de aracın kaskosunun mevcut olduğunu, zararın işveren şirkete ödeneceğini, davacının davalı iş yerine verdiği savunmasında zararları karşılayacağını taahhüt ettiğini, ancak işverence olayın fırsat bilinip kötü niyetle tazminatsız işten çıkarıldığını iddia etmiştir.Davalı savunmasında, şirketin davacıya teslim ettiği araca dikkatsizliği ve savsaması sebebiyle 14.06.2011 tarihinde meydana gelen kaza sonucu 30 günlük ücreti ile karşılanmayacak meblağda zarar verdiğini, iş akdinin bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II fıkrası gereği tazminatsız olarak feshedildiğini savunmuştur. Yargılama aşamasında, tarafların kusur oranlarının tespiti amacıyla makine mühendisi bilirkişiden kusur raporu alınmıştır. Bu raporda bilirkişi, “….Davalı işveren müessesenin işyerinde veya yaptırdığı işlerinde 4857 sayılı İş Kanunu Madde 77, 4857 sayılı İş Kanunu geçici Madde 2 uyarınca İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde 2, 4'de belirtilen hususlara riayet etmesi gerekirdi. Eğer, bahsi geçen araç düzenli biçimde teknik kontrol ve bakımlara tabi tutulsaydı ve de el freni görev yapar halde teknik bakımdan yeterli olsaydı son dişe kadar çekmeye gerek kalmadan aracı rahat tespit eder, olay söz konusu olmazdı. Bu durum el freni sisteminin teknik bakımdan yeterli konumda olmadığını göstermektedir. Bu yüzden olayın meydana gelişinde davalı işveren müessese (...) birinci derecede ve de ağırlıklı biçimde kusurludur. Davalı işveren müessesenin olayımızdaki kusuru_% 80'dir ... plakalı ...' ın sürücüsü davacı savunmasında "İmdatı bırakmış" olduğunu söylemesi, el frenin tam görev yapmadığının farkında olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bu kişinin el frenini tüm dişlerini aşacak biçimde tam çekmesi ve de iyi sabitleme yaptığına emin olduktan sonra, araçtan inerek su almaya gitmesi gerekirdi. Sürücü de bu hususun gereğini yapmayarak. Karayolları Trafik Kanunu Madde 47, 4857 sayılı İş Kanunu geçici Madde 2 uyarınca İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde 2'ye aykırı hareket etmiştir. Bu nedenlerle, davacı sürücü olayımızda ikinci derecede kusurludur. Davacı sürücünün olayımızdaki kusurunun % 20 olduğu kanaatine varılmıştır.” açıklaması ile kusur oranlarını belirlemiştir. Ancak bu kusur raporu, somut olayı aydınlatmaya yeterli görülmemiştir. Feshin haklılığının tespiti açısından, bir makine mühendisi, bir iş güvenliği uzmanı ve bir de trafik bilirkişisi olmak üzere teknik bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, mevcut kusur raporuna göre hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F)Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.