MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile ücret alacağı farkı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; Müvekkilinin, 01/11/2005-07/05/2010 tarihleri arasında en son müdür yardımcısı olarak davalı işyerinde çalıştığını, davalı şirketin maaş farklarını ve fazla mesai ücretlerini, genel ve hafta tatili ücretlerini ödememesi, .... primlerini eksik ödemesi ve gerçek ücret üzerinden ödenmemesi nedeniyle iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, eksik gösterilen hizmet süreleri ve eksik ödenen primlerin tahsili için ayrıca hizmet tespit davası açtıklarını iddia ederek, kıdem tazminatı, maaş farkı, fazla mesai ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; Davacının 01/11/2006-07/05/2010 tarihleri arasında müvekkili firmada satış elemanı olarak çalıştığını, mağaza müdür yardımcısı olmadığını, istifa ettiğini, işyerinde özel günler dışında fazla mesai yapılmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, genel tatil ücretlerini aldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 6100 sayılı Kanun'un bekletici sorun başlığı altında düzenlenen 165. maddesinin 1. fıkrasına göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir. Diğer taraftan sigortalılığa ilişkin “hizmet tespiti” davaları, Sosyal Güvenlik hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan davalardır. Kanuni dayanağını 506 sayılı Kanun'un 6. ve 79/10. (5510 sayılı kanun açısından ise 86/9.) maddelerinden almaktadır. Sözü edilen 6. madde de çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. Dosya içeriğine göre, Davacı, davalı şirket ve ... aleyhine ... İş Mahkemesi’nin 2010/736 esas sayılı dosyası üzerinden hizmet süresinin tespiti amacı ile dava açmıştır. Mahkemece bu davanın sonucu beklenmeden eldeki davada karar verilmiştir. hizmet tespiti davası bu davaya göre öncelik taşıdığından ve sözkonusu tespit davasında verilecek kararın tarafları bağlayıcı özelliği dikkate alındığında davacı tarafından davalı aleyhine açılan ve derdest olduğu anlaşılan hizmet tespiti davasının sonucu beklenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.