MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, hafta tatili ücreti, fazla mesai ücreti, vasıta yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı Belediyede 1997 yılında işe başladığını 15/01/2009 yılında emekli olduğunu, çalışırken 2006 yılı Ekim ayından itibaren sivil savunma amirliği bölümüne geçirildiğini, burda yaptığı fazla mesailerin karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma, vasıta temini, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, 23.04.1999 tarihinde davacı ile hizmet sözleşmesi imzalandığını, personel müdürlüğünün 13.10.2006 tarih ve 866 sayılı yazısı ile sivil savunma ve koruma amirliği emrinde bekçi olarak göreve başladığını, Başkanlık makamının 22.01.2009 tarih ve 34 sayılı onayı ile 14.01.2009 tarihinden itibaren emekliye ayrıldığını, davacının 8 saatlik çalışma sistemini istemediğini 15 saatlik çalışma sistemini istediğini 11.05.2007 tarihinde yazılı olarak bildirdiğini bu durumun Başkanlık makamının oluru ile kabul edildiğini ve davacının bu sisteme geçmesinden sonra da çalışmalarının karşılığı olan ücretlerinin kendisine ödendiğini, yapılan ödemelere ilişikn 2008 yılı için 12 adet maaş ve 4 adet mesai bordrosunun ekte sunulduğunu işyerindeki nöbet sistemine göre bir gün 17.00-08.00 arasında çalıştıktan sonra tekrar 33 saat sonra çalışmaya başlandığını, davacının nöbet çizelgesinden de anlaşılacağı gibi genelde gündüz nöbetleri tuttuğunu gece çalıştığı sürece gece zamlarının verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının çalıştığı dönemde genel tatillerde ve hafta tatillerinde çalıştığı ve fazla mesai yaptığının tanıklarca beyan edildiği, işin niteliği de göz önüne alındığında tanık beyanlarının gerçek olduğu, davacının hak edişinden takdiren hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle bu taleplerinin kabulüne karar verildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.Kararın davalı tarafça temyizi üzerine .............tarihli ilamı ile "fazla çalışmaların dosyada mevcut puantajlara göre belirlenmesi gerektiği, davacı haftada 1 gün izin yaptığından hafta tatili ücreti talebinin reddi gerektiği, işverence sunulan emanet döküm belgelerinde görünen bedellerin davacıya ödenip ödenmediğinin tespiti gerektiği, gerekçenin dosya içeriği ve hüküm ile çeliştiği" gerekçesi ile karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulup alınan bilirkişi raporu sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları hüküm altına alınıp fazla istem ile diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Davalı temyizi yönünden yapılan incelemede5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir. İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir. Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir. Dosya içeriğine göre davalı tarafından temyize konu edilen miktar1912,51 TL. olup, karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL lik kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.nun 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine2- Davacı temyizi yönünden yapılan incelemedea- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.b- Davacının hafta tatili talebindeki dayanak 4857 sayılı İş Kanunu değil işyerinde uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesinin 48. maddesi olup Dairemizin yukarıda yazılı bozma ilamındaki buna yönelik 3 numaralı bent maddi hataya dayalıdır. Mahkemece, dosyada mevcut puantajlara göre davacının Pazar çalışması yaptığı günler belirlenip bu günler için anılan TİS hükmüne göre davacı alacağı hesaplattırılıp hüküm altına alınmalıdır.c- Dairemizin yukarıda açıklanan bozma kararında belirtildiği gibi dosyada davacının çalışma düzeni ile ilgili puantaj kayıtları mevcut olup bu kayıtlar incelenip puantajlara göre hafta hafta davacının çalışma saatleri belirlenip gece çalışmarında 7,5 saati geçen kısımlar da dikkate alınarak davacının fazla çalışma ücreti belirlenmelidir.d- Yine bozma kararında ödemelerle ilgili araştırma yapılması gerektiği belirtilmesine ve Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen gerekli araştırmanın yapılmaması da hatalıdır.e- Dairemizin 2012/38009 E. 2014/30208 K. ve 20/10/2014 tarihli ilamının 5 numaralı bendi ile bozma nedeni yapılmasına rağmen, yine gerekçede dosya içeriği ve hüküm ile çelişir yönlerin olması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.