Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15514 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17523 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : EDİRNE İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2011/466-2012/177DAVACI : R.. K.. ADINA AVUKAT FUNDA KARABACAK DAVALI : A.. K.. ADINA AVUKAT ŞÜKRÜ ÇEŞMEDAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.05.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat F.. Ü.. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı işçi, davalı işverene ait kuru yemiş satış işyerinde 01.10.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, oğlunun düğünü için 15 gün izin istediğini, işverenin izin verdiği halde sonrasında 20.06.2011 tarihinde işveren tarafından iş akdinin haksız yere feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalı işverenden alınarak kendilerine verilmesini istemiştir. Davalı işveren, yıllık izne ayrılması sonucunda bir daha işine dönmediğini, iş akdinin kendisi tarafından feshedildiğini, böyle hallerde işçinin kıdem ve ihbar tazminatı isteyemeyeceğini, çalışma saatlerinin 09:00-17:00 saatleri arasında olduğunu, hergün erken çıkıp köyüne gidip geldiğini, hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği, davacının merkeze yakın bir köyden gidip gelmesi sebebiyle saat 18.30’a kadar çalışmasının mümkün olduğu gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.Somut olayda, davacı işçi haftada 6 gün 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürmüştür. İddiasını ispat noktasında yazılı delil sunmamıştır. Davacı tanıklarından birisi 08:30/09:00 ile 18:30 arası çalışmadan söz etmiş, diğeri ise 08:00- 17:00 saatleri arası çalıştığını açıklamıştır. Davalı tanıkları da köye gittiği için akşam 17:00’da işi bıraktığını bildirmişlerdir. Bu durumda davacı tanıklarından sadece birinin anlatımına göre sonuca gidilmesi doğru olmaz. Davacının çalışmalarını 08:00- 17:00 saatleri arası çalıştığını açıklayan tanık beyanı davalı tanıkları ile örtüşmekte olup sözü edilen anlatıma göre fazla çalışma hesabı yapılmalıdır. Ara dinlenme süresinin günde 30 dakika olarak düşülmesi de doğru değildir. 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme süresi günde 1 saat olarak kabul edilmeli ve davacının haftada 3 saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılmalıdır. Gerekirse bu yönde ek hesap raporu alınmalı ve taktiri indirim hususu da düşünülerek bir karar verilmelidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.