Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15183 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3964 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, davacının davalı işverenlikte güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş aktinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, davacıya ek işler yüklenmek istendiğini, işi ile ilgisi olmayan santral ve telefona bakma gibi ek görevler verilerek işini aksattırmaya çalışıldığını, bu şekilde işten çıkarmaya zorlandı, ama davacının çıkmayınca davalının işine son verdiğini, fesih nedenini bile davalının açıklamadığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davalı işverenliğin huzur-bakım evinde yaşlı ve bakıma muhtaç öğretmenlere hizmet verildiğini, davacının belli bir iş gözetilmeden çalıştırılmak üzere işe alındığını, belli bir süre sonra huzurevinde meydana gelebilecek her türlü tehlikeli durumun önceden tespiti, yerinde ve zamanında gerekli tedbirlerin alınmasının sağlanması, sakinlerin can ve mal emniyetinin sağlanması ve emredilecek diğer işlerin yapılması için davacının işçi olarak çalıştırılmaya başlandığını, davacının işinin asıl amacının huzurevi sakinlerinin can ve mal güvenliği olduğunu, davalı işyerindeki çeşitli teftişler sırasında , özellikle gece kurumda mesul müdür, idare amiri, baş hemşire gibi yetkili ve sorumluların olmaması göz önüne alınarak, acil durumlarda bunların yerine karar alabilecek ve alınan kararların uygulanmasını sağlayabilecek bir sistem kurulmak istendiğini, bu arada resepsiyonda bulunan telsiz telefon ve acil çağrı sisteminin sorumluluğu, gece sorumlusu sağlık memuru koordinatörlüğünde 24:00-08:00 saatleri arasında görev yapan güvenlik persponeline verildiğini, davacının bu görevlendirme ile ilgili iş talimatını almak istemediğini, tutanak tutulduğunu, görevlendirme yazısının kargo ile gönderildiğini, davacının kabul etmemesi sonucu bildirimin davalıya iade edildiğini, davacının bir çok olumsuz davranışını davalının defalarca sözlü /yazılı uyardığını, 21/12/2011 tarihinde saat 02:00’de huzurevi sakinlerinden ...’nin tansiyonunun çok yükseldiğini, ısrarla resepsiyonu ve gece görevlilerini aradığını, ama uzun süre hiç kimseye ulaşamadığını, bu nedenle tıbbi müdahalenin geç yapıldığını ve yaşamının tehlikeye girdiğini, şikayeti üzerine konu hakkında soruşturma yapıldığını, davacının savunmasının alındığını, davacının, ...’nin telefonuna ve sesle yaptığı çağrılara kasten cevap vermediğinin tedpit edildiğini, davalı tarafından iş aktinin haklı feshedildiğini, feshe neden olan dahili haberleşme ile ilgili görev uygulaması 01/12/2011 tarihinde başladığını, 2011 yılı Aralık ayı boyunca sadece 1 adet çağrının davacıya geldiğini, onun da ...’nin çağrısı olduğunu, genel yönetim hakkı çerçevesinde davalının makul bir düzenleme yaptığını, bu görevin ek iş, davacıya büyük külfet veren yeni bir iş sayılamadığını, iş aktinin 3,7 maddelerinin bulunduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalı işverenlik işçisi iken iş aktinin feshedildiği, hizmet süresinin toplanan delillere göre 25.05.2005-26.12.2011 tarihleri arasında 6 yıl 7 ay 2 gün olduğu, davacının fesih öncesinde savunmasının alındığı, tanık beyanları, fesih bildirimi, davacının savunması ,hizmet sözleşmesi, davacıya ait özlük dosyası içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının yaşlıların bakımının üstlenildiği davalı vakfa ait huzurevinde hizmetli olarak istihdam edildiği, fiili olarak güvenlik personeli olarak çalıştırılmakla birlikte, davacının imzalamış olduğu hizmet aktinde hizmetli olarak işe alındığı verilecek talimatlara uygun çalışacağı ve görevleri kapsamında huzurevinde bulunan sakinlerin her türlü yaşam ve ihtiyaçları ile yakından meşgul olacağı hükümlerine yer verildiği, davalı işverenliğe ait huzurevinde gece nöbetçi resepsiyon görevlisinin bulunmaması nedeniyle gece nöbetinde görevli olan güvenlik personeline resepsiyona gelecek dahili telefon çağrılarına bakma talimatı verildiği bunun için nöbetteki güvenlik personelinden telsiz telefonu üzerlerinde taşımaları ve bu şekilde huzurevi sakinlerinin çağrılarına yanıt vermelerinin istendiği, davacının bu görevi kabul etmediğini bildirdiği ve buna müteakip fesih öncesinde davacının gece nöbetinde huzurevi sakinlerinden olan bir bayanın gece saat 02.00 dan sonra tansiyonunun yükselmesi ve rahatsızlığı nedeniyle resepsiyonu uzun süre aramasına rağmen telefona bakılmaması üzerine kendi çabaları ile tansiyonunu ölçmek ilaç almak gibi işlemlerle önlem almaya çalıştığı ve ertesi gün bu durumu görevlilere şikayet etmesi nedeniyle durumun huzurevi yönetimine intikal ettiği, davacının olaya ilişkin savunmasının istendiği, davacının özetle telefona bakma görevini kabul etmediğini bildirmiş olduğunu, kendisinin hemşire olmadığını yapabileceği bir şey bulunmadığı anlamını içeren savunmasını verdiği, bunun üzerine işverence fesih kararı alındığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıyla imzalanan hizmet sözleşmesine göre davacının münhasıran güvenlik işinde çalıştırılmak üzere işe alınmadığı, görev tanımının sadece güvenliğe ilişkin olmadığı, davacının işverence verilecek işleri kendisine verilen emir ve talimatlara uygun yerine getirmeyi sözleşme ile tahahhüt ettiği, gece nöbetinde içerden gelecek dahili aramalara yanında taşıyacağı telsiz telefon ile yanıtlama görevinin çalışma koşullarını aleyhe ağırlaştıracak mahiyette bir değişiklik olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının güvenlikten sorumlu bir personel olarak dahili hattan ısrarlı bir şekilde geç saatte yapılan bir çağrıyı cevaplamadığı için herhangi bir güvenlik sorunu nedeniyle aranıp aranmadığını önceden bilemeyeceğine göre her durumda görevi kapsamında olan bir işi yapmadığı açık olduğu gibi güvenlik sadece işyerinin fiziki güvenliği ile ilgili bir olgu olmayıp geniş anlamda işyerinin içindekilerle birlikte can ve mal güvenliğini de kapsayacak bir görev olduğu işyerinin ticari bir işletme olmayıp yaşlıların bakıldığı bir huzur evi olduğundan tüm bunlar ve davacının burada görevli olduğu bir tarafa bırakılsa dahi her vatandaşın Türk Ceza Kanunu 97 ve 98. maddelerinde "yaşı,hastalığı veya yaralanması yada başka bir sebeple yardıma ihtiyaç duyan, kendini idare edemeyecek durumdaki bir kimseyi kendi haline terk eden veya hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen yada durumu yetkili makamlara bildirmeyen kimsenin suç işleyeceğinin düzenlendiği, bu itibarla feshe gerekçe kılınan olay davacı yönünden sadece görevi gereği yapmakla yükümlü bir iş olmaktan öte insani, ahlaki ve yasal bir yükümlülük olduğu, davacıdan beklenen sağlık personelinin yerine geçerek yaşlıların sağlık problemlerine çözüm bulmak değil kendisine iletilen soruna göre ilgili görevliye durumu aktarmak olduğu, dolayısıyla davacının huzurevinde bulunan yaşlı bir kimsenin gece geç saatte görevliyi telefonla aramasına sadece görevim değil diyerek cevap vermemesinin hiç bir şekilde izah edilir, mazur görülür bir tarafı bulunmadığı, davacının bu davranışının ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği sonucuna varıldığından davacının iş aktinin işverence haklı nedenle ve yasal 6 iş günü içerisinde feshedildiği, her ne kadar genel tatillerde çalışıldığı ispatlanmış ise de davacının yaptığı tatil çalışmalarının fazla mesai adı altında bordro ile tahakkuk ettirilerek aynen banka kanalı ile ödendiği, ödemenin işyerindeki çalışma saatlerine göre fazla mesai yapılmaması nedeniyle fazla mesai adı altında olsa da genel tatil alacaklarına ilişkin olduğu sonucuna varıldığı, ödenen genel tatil ücretinden daha fazlasına hak kazanıldığı ise yazılı delil ile ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: Davacı vekilinin temyiz talebi feshe, dolayısı ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkindir.Davacının çağrısına cevap vermediği ileri sürülen huzurevi sakini ..’nin işyeri tutanağına geçirilmiş bulunan beyanında “..’nin kendi aldığı ilaçlar ile tansiyonunu ayarladığı, olayı “kendim biyoluğum, ilaçla ilgisi olmayan birisi olsaydı ne yapacaktı” diye düşündüğünü, sabah ... e gittiği, tansiyonunu yeniden ilaçlar ile düzenlediğini” ifade ettiği yer almıştır. Buna göre, ... isimli huzurevi sakini, kendi tansiyonuna müdahale etmiş olup, hayatının tehlikeye girdiğine ilişkin dosyada yeterli delil yoktur.Davacının, huzurevi sakinlerinin gece yapacakları telefon çağrılarına bakması yönündeki görevlendirmeye uymaması haklı fesih nedeni seviyesine ulaşmayan, ancak, geçerli fesih nedeni sayılabilecek bir eylemdir. Bu itibarla, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddi hatalıdır.F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.