Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15074 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34873 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı işçinin iş akdinin işverence haksız ve bildirimsiz feshedildiğini, ücretlerinin ödenmediğini, fazla mesai yapmasına, hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatillerde çalışmasına rağmen karşılığı olan ücretlerinin ödenmediğini, iddia ederek ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve ücret alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili özetle davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde genel olarak, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.Bahsi geçen maddenin 4. fıkrasında ise tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülerek birlikte sorumluluk hükümlerine bir istisna getirilmiştir.Somut olayda; davanın 30.10.2009 tarihinde davalı ... aleyhine açıldığı, dosyadaki Ticaret Sicil Gazetesi ve ticari sicil kayıtlarının incelenmesinden, 21.12.2010 tarihinde akdedilen devir sözleşmesine istinaden adı geçen şirketin 28.12.2010 tarihli Genel Kurul toplantısında, davalı şirketin dava dışı ... ile birleştiği ve tüm aktif ve pasifleri ile birlikte dava dışı ...'ne katıldığı, böylelikle tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşılmaktadır. Dava açıldıktan sonra davalı şirketin başka bir şirkete katıldığı ve tüzelkişiliği sona erdiğinden davada taraf sıfatı kalmamıştır. Davanın yöntemince devralan şirket ...'ne yöneltilerek, taraf teşkili sağlandıktan ve davalının göstereceği deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken tüzel kişiliği sona eren davalı ... aleyhine hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.