Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15069 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20732 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı işçinin davalı işveren yanında öğretmen olarak çalıştığını, tüm çalışma süresi boyunca asgari ücretle çalıştığını, iş akdinin işverence haksız ve bildirimsiz feshedildiğini, ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi karşılığı olan ücretlerin de ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı özetle davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İşverence çalışma koşullarının uygulanmaması nedenine dayalı olarak iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı olarak feshedilip feshedilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinde bendinde işçinin haklı fesih halleri düzenlenirken (II) bendinin (f) alt bendinde son cümle olarak “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklinde ifadeye yer verilerek, çalışma koşullarının uygulanmaması durumu işçinin haklı fesih nedenleri arasında yerini almıştır. Anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelikler, bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri, işyeri personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklarla, işyeri uygulamalarının çalışma yaşamına etkileri sonucu her bir iş ilişkisinde çalışma koşulları meydana gelir. Çalışma koşullarını belirleyen kaynaklarda bu koşullar bazen emredici olarak düzenlenmiş olup, işçi aleyhine değişikliğe gidilmesi işçinin rızası ile dahi mümkün değildir. Diğer hallerde çalışma koşullarında değişiklik yapılması 4857 sayılı Yasanın 22 nci maddesinde özel biçimde ele alınmıştır. Anılan hükme göre, işçi aleyhine yapılması düşünülen değişikliğin işçiye yazılı olarak bildirilmesi ve altı iş günü içinde işçinin yazılı kabulü ile uygulamaya konulması gerekir. Aksi halde değişiklik işçiyi bağlamaz (Yargıtay 9. HD. 26.5.2008 gün 2007/20517 E, 2008/12483 K.).Somut olayda aynı gün temyiz itirazları değerlendirilen seri dosyaların incelenmesinden; davacı işçiler davalıya ait özel dershane işletmesinde öğretmen olarak çalışırken iş akitlerini 8.6.2011 tarihli fesih ihbar ve ihtarnamesi ile feshetmişlerdir. Davacılar feshe dayanak olarak 27.5.2011 tarihinde ücretlerinin ödenmesi talebini içerir ihtarname gönderdiklerini, bir kısım ücretlerinin ödendiğini, bir kısmının ödenmediğini, ödenmediği için de iş akitlerini haklı nedenle feshettiklerini bildirmişlerdir. Mahkemece davacıların Mayıs ayına ilişkin ücretlerinin takip eden ayın 20 gününü geçmediği ve böylece feshin haklı mahiyette olmadığına karar verilmiş ise de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü maddesinde bendinde işçinin haklı fesih halleri düzenlenirken (II) bendinin (f) alt bendinde son cümle olarak “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklinde ifadeye yer verilerek, çalışma koşullarının uygulanmaması durumu işçinin haklı fesih nedenleri arasında yerini almıştır. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 4857 sayılı Yasa’da ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmelidir. Taraflar arasındaki hizmet akdinde ücretin ne zaman ödeneceği konusunda bir zaman tespit edilmiş değildir. Akdin “Genel Şartlar” başlığını taşıyan 5. maddesinin f bendine göre akitte hüküm bulunmayan hallerde 4857 Sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesinin başlığı “Ücretin gününde ödenmemesi” olup bu madde “ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir.” hükmünü amir olmakla işçi ücretlerinin en geç ödeneceği zamanı belirlemiş olmaktadır.Dava konusu olayda davalı işveren her ne kadar Mayıs ayına ilişkin ücretlerini temerrüde düşmeden ödemiş ise de daha evvelki aylara ilişkin ücretleri gününde ödememekle Kanunda belirtilen çalışma şartlarını uygulamamıştır.Bu açıklamalara göre davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatı isteminin hüküm altına alınması gerekirken talebin reddine karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.