MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 16/12/2011NUMARASI : 2009/800-2011/979DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, maaş alacağı, prim alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı şirkette bayi yöneticisi olarak haftada 6 gün 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını , iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla çalışma, prim ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının işine karşı gerekli özeni göstermemesi , iş saatlerine ve toplantı zamanlarına uygun hareket etmemesi ve kendisine tahsis edilen aracı kullanırken kullanım taahhütnamesi ile belirtilen kurallara aykırı hareket etmesi nedeni ile İş Kanununun 25/II-a ve h bentleri uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ücretini hak edip etmediği noktasında toplanmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir. Somut olayda, davacının davalı yanında bölge satış temsilcisi olarak çalıştığı bellidir. Davacıya hedefleri tutturması karşılığında çalışma süresi boyunca düzenli olarak prim ödemesi yapıldığı ve davacının fazla çalışma ücretinin prim ödemesi ile karşılandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davacının fazla çalışma alacağının reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.