Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14819 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15517 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, dava hakkında husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalının sahibi olduğu "...................... kursunda" direksiyon hocası olarak çalıştığını, müvekkilinin 21/05/2014 tarihinde imzalamış olduğu bir yıl süreli iş sözleşmesinin 5. maddesinin c maddesine göre "asıl görevli aylık ücretli eğitim personeli aylık ücreti ,yönetmeliklere göre yükümlü bulundukları görevleri yapmaları şartı ile yılda 12 ay resmi okullardaki gibi ödenir" hükmü gereğince müvekkilinin 12 aylık maaşının ödenmesi gerektiğini, defalarca istenmesine rağmen ücret alacaklarının ödenmediğini, maaşının ödenmemesi nedeni ile davalıya Üsküdar 13.Noterliğinin 27/02/2015 tarih ve 06351 yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, 24/02/2014 tarihinde sözlü olarak davacı müvekkilinin işe gelmemesi gerektiğinin kendisine iletildiğini, davalı tarafın bu ihtarnameye karşı hiçbir ödeme yapmayıp ihtarnameye de cevap vermediğini iddia ederek müvekkilinin ücret alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde, davada müvekkilinin husumet yönünden taraf ehliyeti bulunmadığını, bu yönüyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının işçilik alacağı olduğunu iddia ettiği işyerinin unvanının SGK kayıtlarında mevcut olduğu gibi “..................... olduğunu, davacının, müvekkilinin çalışanı olmadığını, davacının, müvekkilinin bir çalışanı olmadığı için sözü edilen ihtarnameye cevap verme gereği duyulmadığını, bu nedenle haksız, mesnetsiz açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, SGK kayıtlarına göre davacının çalıştığını iddia ettiği 1188872 sicil numaralı işyerinin ...............adına kayıtlı olduğu, taraflar arasında imzaların iş sözleşmesinde ... isminin "İşveren (kurucu) veya temsilcisi" yazısı altında okunduğu, tüm bunlar nazara alındığında davalının husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan davanın karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. Maddesi ile bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir. Hasımda yanılma halinde taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya hasımda yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.Somut uyuşmazlıkta davacı 21.05.2014-24.02.2015 tarihleri arasında davalının sahibi olduğu "Ö............... kursunda" direksiyon hocası olarak çalıştığını iddia etmektedir. Dosya kapsamında yer alan SGK hizmet cetveline göre ise, davacı 21.05.2014 -06.06.2014 tarihleri arasında “..............” unvanlı işyerinde, 07.06.2014-20.06.2014 tarihleri arasında “.............” unvanlı işyerinde ve 21.06.2014 sonrası yine “..............” unvanlı işyerinde çalışmıştır. Yine dosyada yer alan ............ cevabi yazısında, davacının çalıştığını iddia ettiği "...............kursu” isimli işyerinin ..............'e ait olduğu belirtilmiştir. SGK işyeri tescil kayıtlarından ve dosyada yer alan davalı adına sunulan vekaletname içeriğinden, davalı ...’nun “.............. sürücü kursunun yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının dosyaya iş sözleşmesi sunduğu, bu iş sözleşmesini davalı ...’nun “................”nun işvereni/temsilcisi sıfatıyla imzaladığı görülmektedir. Yargılama sırasında davalı ..., taraflar arasındaki iş sözleşmesinin altındaki imzaya itiraz etmemiş, davalı vekili celsede alınan beyanında “müvekkilinin ............’ın temsilcisi olarak sözleşmeyi imzaladığını” beyan etmiştir.Bu durumda, her iki sürücü kursunun isminin benzer olması, davacının SGK hizmet cetvelinde bu iki sürücü kursunda birbirini takip eden şekilde çalışmasının görülmesi ve davalının resmi kayıtlara göre “...........” kursunun yetkilisi iken “Özel Formula Kurfalı Kursu”nun işvereni/temsilcisi sıfatıyla davacının iş sözleşmesini imzalaması ve imzaya da itiraz etmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının husumet tevcihinde yaptığı hatanın, “kabul edilebilir yanılgı” olarak kabulü gerekir. Bu durumda ise, mahkemece davanın HMK 124 maddesi doğrultusunda husumetin doğru hasıma tevcihi için usulü işlemlerin tamamlanması yoluna gidilmelidir. Yazılı şekilde davanın husumetten reddi hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.