Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14599 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15409 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : BAFRA 1. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİTARİHİ : 23/02/2012NUMARASI : 2008/54-2012/91DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.05.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat F.. Ö.. ile karşı taraf adına Avukat E.. O.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı işçi iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı işveren davacının son zamanlarda işini savsaklaması ve sık sık ücretsiz izin alması sebebiyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, işveren feshinin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle hafta tatili ücreti dışında kalan isteklerin kabulüne karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde iş güvencesine tabi olan işçilerin kötüniyet tazminatı talep edemeyeceği belirtilmiş ancak aynı gerekçede kötüniyet tazminatının kabul edildiği açıklanmıştır. Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir. 1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir. Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).Somut olayda davacının iş güvencesi kapsamında olduğu tartışmasızdır. Bu durumda kötüniyet tazminatının yasal koşuları oluşmamıştır. Mahkemece kararın gerekçesinde bu yönde bir açıklamaya yer verildiği halde kötüniyet tazminatının reddi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.3-Günde 12 saat olan çalışma süresinden İş Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca 1.5 saat ara dinlenme süresi verilmesi gerekirken yarım saat olarak hesabı da hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.