MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili özetle; davacının davalı bankada 17.11.1997 tarihinde çalışmaya başladığını 07.01.2013 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresinin dolması nedeni ile iş akdinin davacı tarafından feshedildiğini iddia ederek; kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren vekili özetle; dava konusu olayda zaman aşımı koşullarının oluştuğunu davacının hiçbir alacağının bulunmadığını, işten kendisinin ayrılması nedeni ile kıdem tazminatı koşullarının oluşmadığını savunarak, açılan davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; kıdem tazminatı talebinin kabulüne, fazla mesai ücreti talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- 6100 sayılı HMK.’un 298/2 maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır. Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir. Belirtmek gerekir ki, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince bozma nedenidir. Bu anlamda hüküm ile gerekçe arasında da çelişki yaratılmaması, hükmün gerekçeye uygun kurulması gerekir.Yerel Mahkemece karar gerekçesinde 270 saatlik fazla mesai süresinin toplam fazla mesai süresinden mahsup edildiği ve günlük çalışmada 1.5 saat ara dinlenmesi verilen bilirkişinin kök raporda ki hesaplamasının kabul edildiği belirtilmesine ragmen, hükümde, taraflar arasındaki sözleşmede yer aldığı halde yıllık 270 saatlik fazla mesai ücretinin dışlanmadığı ve günlük çalışmada 1.5 saat ara dinlenmesi verilen ek bilirkişi raporu hesaplaması kabul edilmiş ve bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verilmiştir. Bu usule aykırıdır. Diğer taraftan; taraflar arasındaki sözleşmede yer aldığı üzere, davacının ücretine yıllık 270 saatlik fazla mesai süresi dahil olduğundan ve işyerinde 1,5 saat ara dinlenmesi ile çalışıldığı kabul eidldiğinde, davacının fazla mesai ücreti alacağı doğmamaktadır. Bu nedenle de fazla mesai ücreti talebinin reddi gerekirken çelişki de yaratılmak suretiyle talebin kabulü hatalıdır.3-Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretlerinin, kabule göre yeniden değerlendirilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.F)Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.