MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 10/03/2011NUMARASI : 2009/1070-2011/69DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin davamına ve %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27.12.2001-24.06.2009 tarihleri arasında davalı şirkette aralıksız çalıştığını, iş akdinin haklı neden olmaksızın sona erdirildiğini, müvekkilinin ödenmeyen alacaklarına ilişkin olarak Kartal 5.İcra Dairesi’nin 2009/7859 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirketin ücret ve ikramiye alacağına ilişkin 12.692 TL'lik kısmının dışında kalan bölümüne itiraz ettiğini, icra takibinin bu itiraz üzerine durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının % 40'ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borcun 12.692 TL'lik ücrete ilişkin kısmını kabul ettiği ve bu miktar için bono verildiğini ayrıca Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/676 Esas sayılı dosyası ile borçlu şirket hakkında devam eden bir iflas erteleme davası bulunduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı dava dışı iflas idaresi vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:Davalı şirketin yargılama aşamasında Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/676 E. 2010/207 K. sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği ileri sürülmüş, mahkemece 30.09.2010 tarihli celse zaptına “davalı vekilinin şirket hakkında iflas kararı ibraz ettiğinin ” belirtildiği görülmüştür.İflas eden şirketin, bütün hak ve borçları yasa gereği olarak iflas masasına intikal ettiğinden ve müflisin bu hak ve borçları üzerinde tasarruf ehliyeti kalkacağından husumetin iflas masasına yönetilmesi gerekecektir. Somut olayda; davalı şirket hakkında kesinleşmiş iflas kararı olup olmadığı hususu tereddütsüz bir şekilde ortaya konulmamıştır.Mahkemece, davalının iflas davasına ilişkin kararın ilgili mahkemeden celbi ile kesinleşmiş bir iflas kararı olup olmadığı belirlenip davalı hakkında kesinleşmiş bir iflas kararı olması durumunda, dava dilekçesinin iflas idaresine tebliği ile davanın iflas idaresine yöneltilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.